Onların imparatorluğuna karşı en büyük tehdit olduklarını söylemişti. | Open Subtitles | قال أنهم أكبر تهديد لإمبراطوريته. |
Finch, şimdiye kadar Peck'e karşı en büyük tehdit kâğıt kesiği oldu. | Open Subtitles | حسنٌ يا (فينش)، إلى الآن أكبر تهديد لـ(بِك) هو قطّاعة الورق. |
Çünkü Framework'a karşı en büyük tehdit Doktor sizsiniz. | Open Subtitles | لأن أكبر تهديد لل (إطار)يا ...دكتور هو أنت |
İronik olarak, bir insan için en büyük tehlike başka bir insandır. | Open Subtitles | ومن المفارقات أن أكبر تهديد لأحد إنسان هو إنسان آخر. |
Babamın, benim arkadaş çevremiz için en büyük tehlike olduğum fikrini unutma. | Open Subtitles | وأعتقد أن والدي يعتقد أن أنا كنت أكبر تهديد لدينا دائرة من الأصدقاء. |
İşte bu durum, 21. yüzyılda insan haklarına yönelik en büyük tehdidin | TED | وهذا جعلني أدرك أن تغير المناخ هو أكبر تهديد لحقوق الإنسان في القرن ال21. |
en büyük tehlike aramızdan kaçmaları. | Open Subtitles | أكبر تهديد هو خروجهم من شبكتنا |
Bu programın önündeki en büyük tehlike sensin. | Open Subtitles | أنت أكبر تهديد للبرنامج |
İnsanlığın gördüğünü en büyük tehlike Musa'yı biz silahlandırdık. | Open Subtitles | أكبر تهديد بشرى قد عرفه (نحن نضع الاسلحه فى يد (موسى |
Çoğalıcılar için en büyük tehdidin sizin Eskiler'in bilgisini kullanarak yaptığınız kırıcı olduğunu biliyor. | Open Subtitles | هي تعلم,أكبر تهديد للمستنسخين قد علموا به,هي تقنية التشويش التي بنيتها بأستخدام معلومات قديمة |
İnsanoğlu için en büyük tehdidin ebediyen ortadan kalktığını bildirmekten çok mutluyum. | Open Subtitles | يسرني أن أعلن أن أكبر تهديد للبشرية قد اختفى للأبد |
en büyük tehdidin o olduğu ortada. | Open Subtitles | وقد انه بوضوح أكبر تهديد. |