"أكتافهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • omuzlarında
        
    • omuzlarına
        
    • omuzlarının
        
    • omuzlarındaki
        
    İnsanlar büyük bir günah işledi çünkü kendilerine altın bir tanrı yapıp tapındılar ve onu omuzlarında taşıyarak sevindiler ve şöyle dediler: Open Subtitles و أخطأ الناس خطيئه عظيمه حيث صنعوا لأنفسهم إلها من الذهب و حملوه على أكتافهم و أخذوا يصيحون فى إبتهاج
    Çünkü insanlar memnun olacakları zaman beni omuzlarında taşıyorlar. Open Subtitles حينما يحملني الناس وهم سعداء على أكتافهم
    Son birkaç haftadır omuzlarında ısırık izi olan iki tane kadın cesedi bulduk. Open Subtitles قبل عدة أسابيع، كان لدينا امرأتين قد قُتلوا... بوجود أثار العضّ على أكتافهم.
    Başlarının üstüne, arkalarına, omuzlarına aldıkları eşyalarını taşıyorlardı. Open Subtitles حاملين معهم ما استطاعوا من ممتلكاتهم فوق رؤوسهم أو ظهورهم أو أكتافهم
    Herkes beni kutlayıp, omuzlarına aldı. Open Subtitles الجميع رفعوني على أكتافهم و حملوني حول المشجعين
    Onlara ayakta durmayı ve bacaklarını omuzlarının altında tutmayı gösterirsin. Open Subtitles "أنت تحتاج أن تريهم كيف يقفوا ويحافظوا على أقدامهم أسفل أكتافهم"
    İskeletler omuzlarındaki külleri savuruyorlar. Open Subtitles هياكل عظمية ، تنفخ الرماد عن أكتافهم.
    omuzlarında başka bir çocuk taşıdıklarını ve sokaklarda başka bir çocukla dans ettiklerini bilmiyorlardı. Open Subtitles لم يعلموا أنهم يحملون صبياً آخر فوق أكتافهم ويرقصون في الشوارع
    Yani, omuzlarında tüm evrenin yüküyle gittiler daha sonra özgür ve temizlenmiş bir şekilde geri geldiler. Open Subtitles أعني أنهم ذهبوا ومعهم وزن الكون على أكتافهم وخرجوا وهم أحرار وصافيين
    Ve onu omuzlarında taşıyarak sevindiler ve şöyle dediler, "Bu bizim tanrımız olsun ey İsrail." Open Subtitles و حملوه على أكتافهم و أخذوا يصيحون فى إبتهاج قائلين "هذا هو رب بنى إسرائيل"
    Ve onların omuzlarında yükselmekten gurur duyuyoruz. Open Subtitles ونحن فخورون للوقوف على أكتافهم
    Ama babanın adamları beni omuzlarında taşıdılar. Open Subtitles لكن أتباع أبوكِ رفعوني على أكتافهم
    Beni lezzet odasına omuzlarında götürecekler! Open Subtitles سيحملونني على أكتافهم ويستعرضون بي في قاعة التذوق!
    omuzlarında durduğunuz kişinin kemiklerine ihtiyacınız vardır. Open Subtitles عليك التعلم حيال من تقف على أكتافهم.
    Bir an seni omuzlarına alıp dolaştıracaklar sandım. Open Subtitles سيحملونك على أكتافهم و سيحومون بك حول الغرفة
    Birkaç saat sonra İrlandalı Jake'i omuzlarına alacak, birkaç ay sonra da il meclisi ayanlığının rahat koltuğuna oturtacaklar. Open Subtitles التي , في بضعة ساعات , سترفع جيك الأيرلندي , في أكتافهم ويحملوه , الشهر القادم إلى مقعد جديد مريح كنائب
    Sanki bütün günümü omuzlarına oturup zorla, normalde iğrenç buldukları şeyleri yapmaya zorluyormuşum gibi. Open Subtitles كما لو أنني كُنت أقضي أيامي على أكتافهم أجبرهم على إرتكاب أفعال يرونها مُثيرة للإشمئزاز
    O gerginlikten asla sıyrılamıyorlar, omuzlarına yerleşiyor. Open Subtitles إنهم لا يفقدون ذلك التّأثير أبدًا , إنه مستقر في أكتافهم .
    Dev deniz yılanları ve kafası omuzlarının altında olan insanları anlatan masallarla Amerika'dan dönen çoğu kaşifin aksine Sloane gerçek veriler ve gerçek örneklerle dönmüştü. Open Subtitles علي عكس كثير من المستكشفين الذين عادوا من الأمريكتين و معهم قصص عن ثعابين البحر العملاقة و الناس الذين تنمو رؤوسهم أسفل أكتافهم عاد سلون ببيانات و أنواع حقيقية
    omuzlarının üstünden ateş ederler. Open Subtitles يطلقون النار من فوق أكتافهم
    erkekler, kadınlar, berduşlar eşyaları omuzlarındaki bir sopanın ucunda sanki bir Chaplin filminin sonundaymış gibi yürüyorlar. Open Subtitles أغراضهم مربوطة في عصا محمولة على أكتافهم يمشون، كنهاية فيلم لـ(شارلي شابلن)
    Ve omuzlarındaki yeşil kuşlarla... Open Subtitles والطيور الخضراء على أكتافهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more