"أكتشفت أن" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu öğrendim
• fark ettim

Bir hafta benimle kaldıktan sonra erkek arkadaşını dövdüğü için polisin bu adamın peşinde olduğunu öğrendim.
بعد أسبوع من المكوث معي، أكتشفت أن الشرطة تبحث عنه، لأنه ضرب صديقه.

Ayrıca SD-6'nın suni tatlandırıcılardaki bir madde olduğunu öğrendim.
أكتشفت أن ال اس دى-6عبارة عن مكون فى مواد التحلية الصناعية.

Bir kaç ay önce İkiz kız kardeşim olduğunu öğrendim.
منذ عدة أشهر أكتشفت أن لديّ أخت توأم

fark ettim ki hapishanelerimizdeki en azılı suçluların kendileri öyle büyük ölçüde istismara maruz kalmışlardı ki, çocuk istismarı terimini böyle vakalarda kullanacağım aklımın ucundan geçmezdi.
في محاولة لفهم ماالذي سبب لهم هذا العنف. أكتشفت أن أشد المجرمين المتواجدين في السجون عنفاً هم أنفسهم كانوا ضحايا سابقين

fark ettim ki, dün gece çok ama çok uzun zaman önceydi.
لكنى أكتشفت أن ليلة أمس كانت ليلة طويلة وحافلة

Dün gece bir kızım olduğunu öğrendim.
الليلة الماضية أكتشفت أن لدى ابنه

- Samantha'nın bir cadı olduğunu öğrendim.
... مع المياه الضحلة والشعاب المخفية - أكتشفت أن سامانثا ساحرة

Ben ise reddettim ama sonra Mike'ın arkasını kollayanın damadı olduğunu öğrendim.
ولكني رفضته إلى أن أكتشفت أن إبنه بالقانون هو من يقوم بحماية (مايك) في السجن

Köstebeğin Jeremy olduğunu öğrendim.
لقد أكتشفت أن(جيرمى) هو الواشى،

Bay Davey eniştemin yağmacı olduğunu öğrendim.
(سيد (دافي أكتشفت أن عمى يهاجم السفن

Kanıtınızı incelerken bu tip protezlerin servolarının altına kazınmış gizli bir kayıt numarası olduğunu fark ettim.
عندما فحصت الدليل الخاص بك أكتشفت أن تلك الأطراف الصناعية تحديداً مخفي بداخلها رقم مسجل محفور علي المحرك

İşyerimdeki elemanların bir süredir çaktırmadan bir şeyler karıştırdıklarını fark ettim.
لقد أكتشفت أن رفاقي في العمل لا يهتمون بعملهم حقيقة

O dönemde fark ettim ki Theresa Fisher sigara içiyordu.
عندما أكتشفت أن تيريسا فيشر كانت مدخنة

Cece'nin bitlendiğini fark ettim.
أكتشفت أن "سيسي" لديها قملاً , لذلك كُنت يقضة طوال الليل