Sana olan borcumdan çok daha fazla edecek bir şey getirdim Big Meat. | Open Subtitles | حصلت على شيء يساوي أكثر. بكثير مما أدين به لك ، بيج مييت |
Bu yüzden onun ölüşünü izlemek içini çok daha fazla acıtacaktır. | Open Subtitles | لكن ذلك سيجرحك أكثر بكثير مما مر عليك حين ترينه يموت |
Bu geleneksel bilimin yaptığından daha çok. | TED | وهذا أكثر بكثير مما قام به العلوم التقليدية. |
Sanırım beş yaşlarındayım ve emin olun o gün Santa'dan daha çok eğleniyorum. | TED | كان عمري خمس سنوات. لأكون صادقاً أنا استمتع اليوم أكثر بكثير مما كان سانتا. |
Bunu itiraf etmemesinin tek nedeni söylediğinden çok daha fazlasını biliyor olması. | Open Subtitles | والسب الوحيد أنها لن تقول ذلك أنها تعرف أكثر بكثير مما تقول |
Bilirsin, tüm bunları atlatabilmen için o sırt çantasında taşıyabildiklerinden daha fazlası gerekecek. | Open Subtitles | تَعْرفُ، سَيَأْخذُ أكثر بكثير مما يُمْكِنُ أَنْ تحْملَ في تلك الحقيبةِ لتَمريرك عبر كُلّ هذه. |
Bir tenis kortu bir de bahçe yaptırırsan, aldığından çok daha fazlasına satarsın. | Open Subtitles | أعتقد مع ملعب التنس والشتل ستحصل على أكثر بكثير مما دفعته |
Hükûmetin bildirdiğinden çok daha fazla metan gazı kirliliği olduğunu anladık. | TED | اتضح لنا أن تلوث غاز الميثان هذا مستشرٍ تمامًا أكثر بكثير مما تصرّح به الحكومة. |
Zamanla, evrende Aristo'nun düşündüğünden çok daha fazla yıldız olduğunu fark ettik. | TED | و في ذات الوقت أدركت البشرية وجود كم هائل من النجوم أكثر بكثير مما حلم به أرسطو. |
Bu şeyler hakkında konuşmayı, flört şiddeti veya cinsel şiddet hakkında konuşmayı istediklerinden çok daha fazla istediler. | TED | وهم أرادوا التحدث حول هذه الأشياء أكثر بكثير مما أرادوا الحديث عن العنف في الجنس أو في المواعدة. |
Bu satranç oyunu, başlangıçta düşündüğümüzden çok daha fazla parçayı kapsıyor. | Open Subtitles | مباراة الشطرنج هذه قد تتضمن قطعاً أكثر بكثير مما نتصوّر. |
Hayatını ülkesine adamış bir subay bana duyulandan, çok daha fazla bir saygıyı hakeder. | Open Subtitles | الضابط الذي يضحي بحياته من أجل بلاده يستحق إحترام أكثر بكثير مما أستحق |
Gerçi istediğimden biraz düşük ama sizi temin ederim ki, onların önerdiğinden çok daha fazla. | Open Subtitles | لربما يكون المبلغ أقل مما أردت بقليل لكن دعني أؤكّد لك ،إنه أكثر بكثير مما أرادوا |
Beyinlerimiz hakkında her zamankinden daha çok şey biliyoruz. | TED | وما نعرفه الآن عن العقل البشري أكثر بكثير مما كنا نعرفه من قبل |
Beni asıl öldüren şey ne, biliyor musun uydurduğum yalanı, gerçeğinden daha çok sevdi. | Open Subtitles | أمي أتعلمين، ماهو الشيء الذي سيقتلني حقا هي أنها أحبت الكذب أكثر بكثير مما تحب الحقيقة |
Senin buna daha çok ihtiyacın var. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا ما تحتاجه أكثر بكثير مما أفعل. |
Hadisene, sen onu söylediğinden daha çok seviyorsun. | Open Subtitles | كلانا نعرف أنك معجبة به أكثر بكثير مما تظهرين |
Sana karını ve zaman çizelgeni verecekler bizimle kazandığın en fazla paradan daha çok kazanacaksın. | Open Subtitles | سوف يقومون بتنظيم أرباحكم وجداولكم الزمنية. وسوف تجنون أرباحاً أكثر بكثير مما كنتم تجنوها برفقتنا. |
Bundan daha fazlasını öldüren bir virüs yarattık. | TED | صنعنا فيروس قتل أكثر بكثير مما فعل هذا. |
Biliyorum, ama konuştuklarımızdan çok daha fazlasını biliyor olmalısın. | Open Subtitles | أعلم, لكن يجب أن نعرف أكثر بكثير مما تحدثنا عنة |
Benden iyi olduğunuzu kanıtlamak için... bundan çok daha fazlası gerek! | Open Subtitles | سوف يحتاجون لما هو أكثر بكثير مما فعلو لإثنائي ولإثبان أنك أفضل مني |
I Size söz veriyorum, çünkü ı ona yapmanız çok daha fazlasına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لأنني أعدكم، ولست بحاجة لها أكثر بكثير مما تفعله. |