"أكثر على" - Translation from Arabic to Turkish

    • daha çok
        
    • için daha
        
    • biraz daha
        
    • getir- -
        
    Kısa vadede büyüyorsun, sonra uzun vadede bekli daha çok büyüyorsun. TED أنت ترتفع في المدى القصير، ثم ترتفع أكثر على المدى البعيد.
    İpe daha çok ağırlık bindiğini hissettim; ama bunun üzerinde çok fazla durmadım. Open Subtitles لاحظت وزن أكثر على الحبل لم أفكر في ذلك كثيرا و لكني أعتقدت
    Uyuşturucu dairesi kartellerle savaşmak için daha çok adam istiyordu. Open Subtitles ادارة مكافحة المخدرات ارادت احذية أكثر على الارض لمحاربة العصابات.
    Senin için daha fazla hayat sigortası yaptırmalıydı, ama yaptırmadı. Open Subtitles كان يجب أن يحصل على تأمين أكثر على حياته، لم يفعل هذا
    Eğer siz seks hakkında bu kadar düşüneceğinize çizgi romanlara biraz daha konsantre olsanız böyle rezil durumlara daha az düşersiniz. Open Subtitles لو أنكم تمضون وقتا أقل في قضايا الجنس و تركزون أكثر على الكتب الهزلية لتعرضتم لعدد قليل من المواقف المحرجة كهذه
    Otobüs durağındaki bakireden daha çok yerde yatan bir fahişe olman gerek. Open Subtitles أحتاج إلى عذراء أقل في محطة القطار و عاهرة أكثر على الأرض.
    sperm üretimini tamamen durduran ikinci yaklaşımda daha çok çalışma yapılmış olmasının sebebi bu. TED ولهذا فقد تم التركيز أكثر على التوجه الثاني، ألا وهو وقف عملية إنتاج الحيوانات المنوية بصفة نهائية.
    Örneğin, kurumlar ve tüketiciler ekonomik büyümenin onların yüklerini idare etmelerine yardım edeceği tahminini yürüterek daha çok borçlanabilirler. TED مثلا، ربما تقترض المؤسسات والمستهلكون أموالًا أكثر على أمل أن يساعدهم نمو الاقتصاد بأن يدرأ عنهم العبء الإضافي.
    Acemilerden daha çok hoşlanıyor. En azından iyi ailelerden geliyorlarsa! Open Subtitles إنه يحب الجديدات أكثر على الأقل ذوى الأصول الكريمة
    daha çok Heather Duke'ün bileklerini kesip intihar gibi göstermeyi düşünüyorum. Open Subtitles أنا كنت أعتقد أكثر على طول الخطوط حز أرساغ دوق هذر يفتح، جعل الأمور تبدو وكأن إنتحار.
    Kim olduğumuzla değil, seçtiğimiz yolla ilgili daha çok. Open Subtitles إنّ هذا يتوقف بشكل أكثر على المسار الذي نختار به من نحن ومن سنكون
    Ama ben daha çok temel ihtiyaçları kastetmiştim. Open Subtitles لكن ل كان يفكر أكثر على غرار من الأساسيات.
    - Şimdi daha çok var. Öbür tarafta. Open Subtitles رقم أنت الآن حصلت على أكثر على الجانب الآخر.
    O zamanlar efendim, kocam için, onun güvenliği ve akıl sağlığı için daha çok korkmuştum. Open Subtitles حسنا , في ذلك الوقت , يا سيدي كنت خائفة أكثر على زوجي على سلامته وسلامة قراراته
    Belki de para kazandığın şeyler için daha çok zaman harcamalısın. Open Subtitles .. ربما يجدر بك قضاء وقت أكثر على الاعمال التي تتلقى مالاً نظيرها
    Siz bizi susturmaya, kötülemeye, bizimle alay etmeye çalıştıkça biz bir şeyleri değiştirmek için daha kararlı oluyoruz. Open Subtitles كلما حاولتم إسكاتنا والسخرية منا وتشويه سمعتنا كلما أصبحنا مصممين أكثر على تغيير الأمور.
    Kendine biraz daha hakim olabilseydin belki çocuklarına bunu anlatabilecek kadar uzun yaşayabilirdin. Open Subtitles لو استطعتَ السيطرةَ أكثر على نفسك لربّما عشتَ كفايةً لتروي لأبنائكَ عن هذا
    İki şilin. Tereyağına az, içkiye biraz daha fazla para harcayabilirsiniz. Open Subtitles الثمن قطعتي شيلينغ لقد أنفقتم أقل على الزبدة,و أكثر على الجعة
    Bu, olan bitene biraz daha istatistiksel bakmamızı sağlıyor. TED و هو يقدم نظرة إحصائية أكثر على الأشياء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more