Ondan fazla kardeşim vardı. | Open Subtitles | كان لدي أكثر من عشرة من الأخوة والأخوات |
Ondan fazla değil. | Open Subtitles | ليس أكثر من عشرة |
Nereden baksan Ondan fazla aylak var içeride. | Open Subtitles | ندري أن هناك أكثر من عشرة "سائرين" بها |
Köpekleriyle birlikte bir düzine polis yolda çocuğu bulacağız. | Open Subtitles | و هُناك أكثر من عشرة ضُباط في طريقهم إلى هنا مع مجموعة من الكلاب سَنَجِدُ ذلك الفتى الصَغيرِ. |
İnsan kanı bulma ümidiyle bir düzine mezarı kazmışlar. | Open Subtitles | قاموا بحفر أكثر من عشرة قبور ظانين أنّهم سيعثروا على دماء البشر |
Yerin en azından iki kat altındayız ve etrafta bir düzineden fazla nöbetçi yok. | Open Subtitles | نعرف بأنّنا على الأقل مستويان تحت الأرض وليس هناك أكثر من عشرة حراس بأي فرصة |
- Bir düzineden fazla ama bugün Cumartesi, hiçbiri açık değil. | Open Subtitles | يوجد أكثر من عشرة ولكناليومهوالسبت،لايوجد عمل |
İnsan kanı bulma ümidiyle bir düzine mezarı kazmışlar. | Open Subtitles | قاموا بحفر أكثر من عشرة قبور ظانين أنّهم سيعثروا على دماء البشر |
bir düzine adamın ölürse Devlet Baba sana bir çek yazar. | Open Subtitles | هذا متوقّع ، تقتل أكثر من عشرة من رجالك والحكومة الأمريكيّة تكتب لك شيكاً |
Binlerce katman kullanmak varken bir düzine kullanmışlar. | Open Subtitles | إستخدموا أكثر من عشرة طبقات من الغطاء عندما كان بإمكانهم إستخدام الآلاف. |
Genelde bir düzineden fazla insan görmüyordum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنني رأيت أكثر من عشرة اشخاص |