Dahası, bugün dünya nüfusunun yarısından çoğu şehirlerde yaşıyor. | TED | فوق ذلك، حاليًّا، أكثر من نصف سكان العالم يعيشون في المدن. |
dünya nüfusunun yarısından fazlası, güney Fransa'da bu aletin yapımıyla ilgileniyor. Fransa bu deneyi yapmak için güzel bir yer. | TED | أكثر من نصف سكان العالم يشاركون في بناء هذه الآلة في جنوب فرنسا. التي هي مكان جميل لإجراء التجربة. |
Bugün, dünya nüfusunun yarısından çoğu kentsel alanda yaşıyor. | TED | في يومنا هذا ، أكثر من نصف سكان العالم يعيشون في منطقة متحضرة . |
1800'lerdeki dünyayı düşünürsek Dünyayı düşünürsek dünya nüfusunun yarısından fazlasının Asya'da yaşadığını ve dünyadaki üretimin yarısından fazlasını karşıladıklarını görürsünüz. | TED | لو نظرنا للعالم في القرن التاسع عشر، ستجدون أن أكثر من نصف سكان العالم عاشوا في آسيا وكانوا ينتجون أكثر من نصف إنتاج العالم. |
Bu çocukluk deneyimi beni Birleşmiş Milletler'e ve dünya nüfusunun yarısından fazlası olan kadınları ve kızları etkileyen büyük eşitsizliklerden birini ele aldığımız BM Kadın (UN Women)'daki rolüme yönlendirdi. | TED | هذه التجربة الطفولية هي التي مكنتني من الإنضمام إلى الأمم المتحدة، ودوري الحالي ضمن نساء الأمم المتحدة، حيث نتعامل مع أسوأ حالات اللامساواة التي يعاني منها أكثر من نصف سكان العالم -- النساء والفتيات. |
(Applause) Hakettiği değeri görmedi fakat dünya nüfusunun yarısından fazlası bir çeşit zihinsel, duygusal, duyusal veya motor rahatsızlıktan muzdarip ve zayıf teknoloji yüzünden bu durumlar çoğu zaman sakatlık ve düşük hayat kalitesiyle sonuçlanıyor. | TED | (تصفيق) لا يحظى العجز بالإهتمام الكافي ولكن أكثر من نصف سكان العالم يعانون نوعاً من نقص المعرفة المشاكل العاطفية أو صعوبة التنقل و بسبب قلة التكنولوجيا عادةً ما تؤدي هذه الظروف إلى الإعاقات و مستويات عيش متدنية |