Akley, kıçını sildiği şeye dizayn diyor. | Open Subtitles | أكلي)، يصمم بعض التفاهات) ويسميها تصميمات |
İkimiz de biliyoruz, bizim tasarımımız Akley'inkinden daha iyi. | Open Subtitles | كلًا منا يعرف أن تصاميمنا (أفضل من تصاميم (أكلي |
Biz taahhütünü aldıktan sonra bunu sana Dr. Akley anlatır. | Open Subtitles | سأدع هذا للدكتور(أكلي) حالما نحصل على تعهدك |
Eğer yine beni yemeye kalkışırsa, o bıyığı suratından yolarım. | Open Subtitles | إذا حاول أكلي مجدداً سأصفع الشارب من على وجهك |
Beni yemek istediğini ve bunu hızlı bir şekilde yapmaya niyetin olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك تعتزم أكلي وكنت أعلم أنك لم تعتزم أكلي في عجالة |
Benim yeme alışkanlıklarımdan başka bir şey konuşalım. | Open Subtitles | دعونا نتحدث عن شيء إضافة إلى عادات أكلي |
Siz iki patates yiyen, Riverdance'çi puşt sikimde değil yani. | Open Subtitles | أنا لا أهتم أبدا بكم يا أكلي البطاطا, وراقصي البحيرات الحمقى. |
Oppenheimer'a söyle bizim dizayna Akley'inkinden önce baksın. | Open Subtitles | فلنقل أن (أوبنهايمر) يفضل تصاميم (أكلي) عن خاصتنا |
Akley'nin Zayıf Adam'da çalışan 600 elemanı var. | Open Subtitles | هيا، نحنُ نضيع وقتنا أكلي) حصل على 600 عامل) |
Dürüstçe söyle, biz 10 günde 600 personeli olan Reed Akley'e üstünlük sağlayabilir miyiz? | Open Subtitles | اأنت بحق تعتقد اننا يمكننا (التفوق على (ريد أكلي وطاقم همل يتكون من ستمائة فرد في عشرة أيام؟ |
Sen Akley'nin diğer asalakları kadar tiksindirici değilsin. | Open Subtitles | انت لست مثير للاشمئزاز كباقي فريق (أكلي) |
Zayıf Adam'ı boşver, tamam mı? Akley'i de boşver. | Open Subtitles | (إنسى الرجل الرفيع حسنٌ، إنسى (أكلي |
- O da Dr. Akley için mi çalışıyor? | Open Subtitles | هل يعمل لحساب الدكتور (أكلي) أيضًا؟ |
Evet, beni karidesli tostmuşum gibi yemeye kalkan aynı pislik. | Open Subtitles | نعم, إنه ذلك الأحمق الذي حاول أكلي مثل الجمبري |
Beni yemeye çalışan bir domuz maymununun ağzını iteklemekle o kadar meşguldüm ki. | Open Subtitles | فقد كنت مشغولا جدا بحشوها بفم قرد خنزير بينما كانت تحاول أكلي |
Beni yemeye çalışmayı tekrar düşünmeni şiddetle tavsiye ederim. | Open Subtitles | لذا أود بشدة أن تعيد التفكير في محاولة أكلي |
- Hayır, Beni yemek isteyen şeylerle yaşamaya bayılıyorum. | Open Subtitles | ـ كلا، أود التسكع في مكان يريد بهِ الجميع أكلي |
Beni yemek isteyen yaratıkları yemeyi severim. | Open Subtitles | أنا أحبّ أكل المخلوفات التي تريد أكلي |
Hayır, aslında ben 2 kat fazla yeme niyetindeyim. Harika! | Open Subtitles | في الحقيقة ، سأضاعف كمية أكلي ممتاز |
İnsanlar birkaç yüz tane beyin yiyen son derece bulaşıcı zombinin aralarında olduğunu öğrenince ne olur? | Open Subtitles | ماذا سيحدث عندما يعلم البشر أن هناك بضع مئات من الزومبي أكلي الدماغ شديدي العدوى بينهم؟ |
Şimdi ise buraya gelmiş. Eminim arkasına bir sürü fasulye yiyici de takmıştır. | Open Subtitles | ألآن هو في طريقه الى هنا وقد جلب معه أكلي الفاصوليا |
Ölü yiyenlerle... | Open Subtitles | مع أكلي الموتى؟ |