Nayman'a seni yollamasını söyledim ama onun bir alıcı aradığını bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا عندي نايمان ليرسلك إلى هنا لكني لم أكن أعرف بأنه يبحث عن مشتري |
Çünki işe yaradığını bilmiyordum ve kimseyi umutlandırmak istemedim. | Open Subtitles | لأني لم أكن أعرف بأنه سينجح ولم أكن أريد أن أمنحكم أملاً زائداً |
Beşinci Filoyu bilmiyordum bile. Tamam. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأنه يوجد أسطول خامس |
- Ama kameraların olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | .لكن لم أكن أعرف بأنه سيكون هناك كاميرات - وما في ذلك؟ - |
Senin böyle şarkı söyleyebildiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأنه بإمكانك الغناء هكدا |
Kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأنه يحتاج الى الأنقاذ. |
Beynine zarar vermem gerektigini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأنه عليك أن تقتل الدماغ |
Senin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأنه أنت |
Senin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأنه أنت |
- Sen olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حسناً لم أكن أعرف بأنه أنت |
Açıkçası, burada bir mayın olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأنه كان لغم |
Merhaba Joe, senin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | اهلا يا (جو) .. لم أكن أعرف بأنه أنت |
Üzgünüm ama çıkıp geleceğini bilmiyordum! | Open Subtitles | آسف لم أكن أعرف بأنه سيظهر! |
Evet ama Vincent olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | (أجل، ولكن لم أكن أعرف بأنه(فينست |