"أكون هنا" - Translation from Arabic to Turkish

• burada olmak
• burada olmamam
• burada olmam
• burada olmazdım
• burada olmayı
• Ben burada
• burada olmamalıyım
• yanında olmak
• Ben buradayken
• burada olacağım
• Burada olmaktan
• burada olamam
• burada olmayabilirim
• burada olmasını
• buraya ait

İyi günler, bayanlar ve baylar. burada olmak, büyük bir mutluluk.
مساء الخير سيداتي سادتي إنه من دواعي شرفي أن أكون هنا

- İyi bir fikir. Mike, durum anlaşıldığında burada olmak istediğine emin misin?
لذا، مايك، أنت متأكد أنك تريد أكون هنا عندما يذهب هذا إلى أسفل؟

Bugün sizlerle burada olmak büyük bir onur ve ayrıcalık.
إنه شرف عظيم وتميز لي أن أكون هنا معكم اليوم

Benim burada olmamam gerekiyor. Hey, orada kimse var mı?
لا يُفترض بي أن أكون هنا هل هناك أحد خارجاً؟

Bana da kablolu TV'den gelenleri beklemem için burada olmam gerektiğini söylemişti.
قال لي سكيلز بأن أكون هنا طوال اليوم بإنتظار عامل خط التلفاز

Gerçek şu ki işinizi doğru yapsaydınız asla burada olmazdım.
في الواقع، لن أكون هنا لو كنت قمت بواجبك بأكمل وجه.

Hayır, sakın bana üstünlük taslama burada olmayı istememiştim zaten.
لا، لا تتظاهر أمامي. لم أرغب في أن أكون هنا.

Çok teşekkürler. burada olmak bir onurdu.
أشكركم كثيرًا. إنه لشرف لي أن أكون هنا.

burada olmak, yolculuğum hakkında konuşmak, tekerlikli sandalyem hakkında konuşabilmek, ve onun bana getirdiği özgürlük hakkında konuşabilmek muhteşem.
أنه لأمر رائع أن أكون هنا للتحدث عن رحلتي، للحديث عن الكرسي المتحرك والحرية التي إكتسبتها منه

burada olmak çok güzel İskoçya, Edinburgh'da, iğne ve şırınganın doğduğu yerde.
إنهُ من دواعي سروري أن أكون هنا في إدنبره, اسكتلندا منشأ الأبر والحقنة

Pardon, şu an burada olmak, inanılmaz bir fırsat.
عذراً، هذه فرصه رائعه وكل شئ ،أن أكون هنا الأن.

Uri Alon: Teşekkürler. Yeniden burada olmak güzel.
أوري ألون: شكراً لك. من الجميل أن أكون هنا معكم مرة أخرى.

Onca yıldan sonra burada olmak garip bir his.
غريب أن أكون هنا ثانية بعد كل تلك السنوات

Bak, bu işte önerini kabul ederim ama burada olmamam gerek.
اسمع، كان يفترض أن أخبرك بهذا لا يفترض أن أكون هنا

Ama dürüst olmak gerekirse şu an burada olmamam gerekiyor.
لكن, تعلمين, بصراحة، يجب ألا أكون هنا في هذه اللحظة.

İsterdim ama burada olmam benim için güvenli değil.
أودُّ ذلك، ولكن ليس من الأمان لي أن أكون هنا

Atlamazsam mutlu olamıyor. - Yoksa burada olmazdım, inan.
هو لا يكون سعيد لو لم يفاجئنى لن أكون هنا لو لم يكن ذلك

Ama buradayım çünkü burada olmayı çok istiyorum.
و لكننى هنا أنا هنا لاننى أريد فعلا أن أكون هنا

Sana tahminimin ne olduğunu söyleyeceğim ve benim tahminim, bu bir tahmin, çünkü 30 sene geçecek. Ben burada olmayacağım.
سأخبرك بتوقعي، وهو، وهذا هو توقعي، لأنه بعد 30 سنة. لن أكون هنا.

Yanlış bir şey yok. Ama şu an burada olmamalıyım.
هناك شئ خطأ لكن لا أستطيع أن أكون هنا الأن

Her şey sona erdiğinde senin yanında olmak istiyorum.
حينما ينتهي كلّ شيء، أودّ أن أكون هنا معك

Sadece Ben buradayken sizden bunu kesmenizi isteyecektim.
فى الحقيقه كنت سأطلب منكم التوقف عن هذا عندما أكون هنا

Ondan önce onu bulacaklarından eminim ve o zaman ben de seninle burada olacağım hiçbir yere gitmiyorum tamam mı?
أنا واثق من أنها سوف تجد له قبل ذلك. وسوف أكون هنا معك. أنا لا أذهب إلى أي مكان، حسنا؟

Bunca şeyden sonra Burada olmaktan daha çok istediğim başka hiçbir şey yok.
بعد كل ما حصل لا يوجد شيء أريده أكثر من أن أكون هنا.

Beni gönderiyorlar. Daha fazla burada olamam.
إنهم يرسلوني لمكان بعيد لن أكون هنا لمدة طويلة.

Kang döndüğünde burada olmayabilirim.
عندما يعود كانغ، ربما لا أكون هنا بعد الآن

Bu yüzden Muhammed Ali'nin bugün burada olmasını bekledim.
وبسبب هذا قد توقعت محمد علي أن أكون هنا اليوم.

Bunun ceza olduğunu biliyorum ama buraya ait olduğumu sanmıyorum.
أعلم أنه الحجز , ولكن أنا لا يفترض بي أن أكون هنا