"ألمنيوم" - Translation from Arabic to Turkish

    • alüminyum
        
    • aluminyum
        
    • alüminyumdan
        
    Ve uyandığında alüminyum bir iskemleye kelepçelenmiştin. Open Subtitles عندما إستيقظت، أنت كنت قيّد إلى كرسي ألمنيوم.
    Nitrat amonyak, potasyum klorür toz alüminyum. Open Subtitles نترات أمّونيا، بوتاسيوم الكلوريد، ومسحوق ألمنيوم
    Pencerelerini alüminyum folyo ile kaplayan çılgın çiftlerin evlerinden uzak duran türden. Open Subtitles الزوجان المجنونان اللذان يتفادان ورق ألمنيوم على النافذة
    alüminyum beyzbol sopası. Open Subtitles يجعلني أعتقد أن الجسم كان معدني. مضرب ألمنيوم.
    İstihbarat teşkilatımızdan nükleer silah üretimi için gerekli olan alüminyum tüplerini alma girişiminde olduğu bilgisini aldık. Open Subtitles ومصادُرنا الإستخباراتية أخبرتنا بأنه سعى لشراء أنابيب ألمنيوم ذات مواصفات عالية مناسبةلتصنيعالأسلحةالنووية
    İstihbarat teşkilatımızdan nükleer silah üretimi için gerekli olan alüminyum tüplerini alma girişiminde olduğu bilgisini aldık. Open Subtitles ومصادُرنا الإستخباراتية أخبرتنا بأنه سعى لشراء أنابيب ألمنيوم ذات مواصفات عالية مناسبةلتصنيعالأسلحةالنووية
    Bugün yapacağımız en mantıklı şeyin devasa bir alüminyum topu bir savaş gemisine fırlatmak olması ne harika. Open Subtitles يا له من أمر عاقل جميل سنقوم به اليوم في الغداء كرة ألمنيوم ضخمة على سفينة حربية
    KS: eminim siz mühendisler alüminyumun metal olduğu halde manyetik olmadığını biliyorsunuzdur. alüminyum tüpün üstüne mıknatıs damlattığınızda baklenmedik birşey gerçekleşiyor. TED ك.ش: إذن أنا متأكد أن المهندسين منكم يعرفون أنه وبالرغم من أن الألمنيوم معدن، فإنه ليس بمادة مغناطيسية. لكن أمرا غير متوقع يحدث حين ترمي مغناطيسا نزولا في أنبوب ألمنيوم.
    "25 m. bir buçukluk alüminyum tüp," Open Subtitles "أنبوب ألمنيوم بطول 80 قدماً وقـُطر إنش ونصف"
    Kamera merceğindeki siyah şeyde magnezyum, alüminyum, silikat, talk, metilparaben ve güneş kremi varmış. Open Subtitles تلك المادة السوداء من عدسة الكاميرا مطياف الكتلة والغاز أخرج ألمنيوم الماغنيسوم " السيليكات ..
    Sen ve Sheldon hurdalığa gidin ve 6 metre kare alüminyum parçası bulun. Open Subtitles ستة أمتارِ مربعة من ألمنيوم الخردة
    Sadece aptal bir alüminyum folyo parçası için. Open Subtitles كل هذا من أجل قطعة ألمنيوم تافهة
    Kaydırağın sonuna geldiğinizde-- (Kahkahalar) kayan kişi alüminyum tüpün içinden geçiyor. TED حين تصلون إلى أسفل المزلجة -- (ضحك) -- الراكب يمر عبر أنبوب ألمنيوم.
    alüminyum kaplamayla sertleştirilmiş çelik. Open Subtitles فولاذ مخفف مع طبقة ألمنيوم
    - Kurbanların giysilerini verdik. Giysilerin her birinde alüminyum ve isli kalıntı var. Open Subtitles جميع الملابس عليها أثار ( ألمنيوم ) و بقايا ( سخامية
    Erkek arkadaşı Steven Haley'in cesedi alt kattaki mutfakta bulundu gaddar katil kurbanını alüminyum beysbol sopası ile dövmüş. Open Subtitles وعُثر على جثة صديقها (ستيفن هالي) بالمطبخ في الطابق الاسفل وهو ضحية لإعتداء وحشي بمضرب بيسبول ألمنيوم
    Burgess'ın alüminyum takoz kullandığını gördüğümde şaşırmıştım. Open Subtitles أنا مندهش أن ( بيرجس ) يستخدم أوتاد ألمنيوم
    Amerikalılar bazı şeylerde kötü, alüminyum diyemiyorlar ve yardımımız olmadan hiç bir şey kazanamıyorlar ancak izlemesi oldukça zevkli, ümitsiz sporlar yapmakta oldukça iyiler. Open Subtitles الأمريكان سيئون في بعض الأشياء، مثلاً لا يستطيعون نطق "ألمنيوم" ولا يستطيعون الظفر بحربٍ دون عوننا، لكنهم يُحسنون جيداً في جعل رياضاتٍ مملة
    Bir gün Dalton ona arkadan yaklaşıp öldürene kadar alüminyum bir beysbol sopası ile dövdü. Open Subtitles في يومٍ ما، أتى (دولتن) من خلفها وأبرّحها ضرباً حتى الموت بمضرب ألمنيوم
    Ama sonra o öldü ve geriye sen, ben, babam, futbol maçları ve TV karşısında aluminyum kaplarda yenilen akşam yemekleri kaldı. Open Subtitles ومن ثمّ توفّيت وبقيتُ أنا وأنتَ ووالدي وكرة القدم وعشاء أمام التلفاز في صواني ألمنيوم
    alüminyumdan bir iskemleydi. Open Subtitles هو كان غير مدعوم كرسي ألمنيوم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more