| Kollarımı deli gibi Beyaz Saray'a doğru sallayıp Başkan'ın dikkatini çekmeye çalışırken ahmak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ألوح يدي باتجاه البيت الأبيض كشخص مجنون، يحاول جذب اهتمام الرئيس. |
| Böyle vakitlerde, keşke sihirli değneğim olsa da sallayıp düzeltsem diyorum. | Open Subtitles | في أوقات كتلك أتمنى لو أن لدي عصا سحرية يمكنني أن ألوح بها. |
| O yüzden her karşılaşmamızda ona el Sallıyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا ألوح له قليلاً كل يوم |
| Buraya barış için beyaz bayrak sallayarak geldim. | Open Subtitles | أنا هنا ألوح رايةً بيضاء |
| Ne demek sana "neden güle güle demek için el salladım"? | Open Subtitles | ماذا تعني بلماذا ألوح لتوديعك؟ |
| Silahları ben sallarım. | Open Subtitles | .بينما ألوح أنا بالمسدس |
| Her maçtan sonra kalabalığın arasında seni bulup el sallardım. Hatırlıyor musun? | Open Subtitles | بعد كل مبارة ,كنت انظر اليك و ألوح اليك, أتتذكرين ذلك؟ |
| Ellerimi havada sallayıp yardım için haykırdım. | Open Subtitles | ألوح بيدي في الهواء ثم أطلب المساعدة |
| ...el salladığımı, bağırdığımı gördü ama yine de gitti. | Open Subtitles | ألوح بهذه, أصرخ وما زال يسير |
| El sallayışımı geliştirmeliyim. | Open Subtitles | -يجب علي ان ألوح بيدي |
| Ben işaret edince yüzükle birlikte şampanya getirir... | Open Subtitles | عندما ألوح لك، إذا أحضرت الشمبانيا مع الخاتم... |
| Bir kadına el sallayıp gülümseyebilir onunla kilisede iki lafın belini kırabilir ve bunu kocasını öldürdüğümü bilerek yapardım. | Open Subtitles | بإمكاني ان ألوح لسيدة ما وأبتسم وأمضغ الطعام برفقتها داخل الكنيسة |
| Böyle vakitlerde, keşke sihirli değneğim olsa da sallayıp düzeltsem diyorum. | Open Subtitles | في أوقات كتلك أتمنى لو أن لدي عصا سحرية يمكنني أن ألوح بها |
| Böyle vakitlerde, keşke sihirli değneğim olsa da sallayıp düzeltsem diyorum. | Open Subtitles | في أوقات كتلك أتمنى لو أن لدي عصا سحرية يمكنني أن ألوح بها |
| Sallıyorum işte. Görmüyor musun? | Open Subtitles | أنا ألوح, أترى؟ |
| Onlara el Sallıyorum şu anda. | Open Subtitles | نعم، أنا ألوح لهم الآن |
| Bir yağa el Sallıyorum. | Open Subtitles | أنا ألوح للدهون |
| Monk, elimde çalı çırpı sallayarak başsavcıya gidecek değilim. | Open Subtitles | " مونك ) , لن أذهب إلى الـ " دي ايه ) و أنا ألوح بشجيرة |
| Sana zeplinden el salladım. Beni gördün mü? | Open Subtitles | لقد كنت ألوح لك من المنطاد |
| Hayır, hayır. Ben sadece Maymun'a el salladım. | Open Subtitles | " لا، لا، لقد كنت فقط ألوح للـ " القرد |
| Evet. Ben her zaman ona el sallarım. | Open Subtitles | أجل، أنا دائماً ألوح له. |
| Anneme el sallardım ama kameraman sallanma dedi. | Open Subtitles | أردت أن ألوح لأمي لكن المصور قال لاتغير المقعد |
| Ellerimi havaya kaldırdım ve yardım için haykırdım. | Open Subtitles | ألوح بيدي في الهواء ثم أطلب المساعدة |
| El salladığımı görmedin mi? | Open Subtitles | ألم تراني وأنا ألوح لكَ? |
| El sallayışımı geliştirmeliyim. | Open Subtitles | -يجب علي ان ألوح بيدي |
| Ben işaret edince yüzükle birlikte şampanya getirir... | Open Subtitles | عندما ألوح لك أحضرالشمبانيامع الخاتم... |