Televizyonun önünde uyuyakalıyorum. | Open Subtitles | بناء بعض سيارات موديل لأو الذهاب البولينج؛ تقع نائما أمام التلفزيون. |
Onunla beraber ölmüştü, vücudunun etrafta olması ve sürekli, dizlerinin arasında bir şişe viskiyle Televizyonun önünde oturmasına rağmen. | Open Subtitles | إنه مثل يكون قد مات معها عدا أن جسمه حي و موضوع بشكل دائم أمام التلفزيون مع قنينة إسكتلندية في حضنه |
Pizzamı alıp büyük Televizyonun önünde yiyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن آخذ البيتزا وآكل أمام التلفزيون الكبير الآن؟ -أجل |
Hem rating istiyorsunuz, hem de insanlar grev yapmasınlar diye... ..televizyonun başından kalkmasınlar istiyorsunuz. | Open Subtitles | تريدون عدد مشاهدين مرتفع أمام التلفزيون عوضاً عن صفوف الإضرابات |
Hem rating istiyorsunuz, hem de insanlar grev yapmasınlar diye televizyonun başından kalkmasınlar istiyorsunuz. | Open Subtitles | تريدون عدد مشاهدين مرتفع أمام التلفزيون عوضاً عن صفوف الإضرابات |
Öyleyse, her zamanki gibi, jambonlu sandviç yapayım, televizyonun karşısında yeriz. | Open Subtitles | يمكننا أيضا تجربة شطائر لحم الخنزير أمام التلفزيون إذا كنت ترغب فقط في تناول الطعام. |
Sense her gün televizyonun karşısında oturup çeyrek kilo dondurmayı gömüyorsun. | Open Subtitles | انت تجلس في أمام التلفزيون كل ليلة، التجريف نصف لتر من الآيس كريم أسفل الحلق. |
Televizyonun önünde mi? | Open Subtitles | أمام التلفزيون ؟ |
televizyonun karşısında uyuyakalmışım gibi görüneceğim. | Open Subtitles | أجعلها تبدوا كأنها نائمة أمام التلفزيون |
Angel ise koca kan göbegiyle sürekli televizyonun karşısında oturacaktı. | Open Subtitles | (إنجل) يجلس أمام التلفزيون مع معده مليئة بالدم يحلم بأيام المجد... |