| Yani sen şimdi Coral'ın iyi, Amber'in de kötü olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تقصدين أن " كورل " طيبة و " أمبر " شريرة ؟ |
| Burası Jet Mavi. Amber 761 bugün boşaltmaya uygun mu? | Open Subtitles | هنا جت بلو، هل أمبر 761 تستطيع المرور اليوم؟ |
| Dash, Amber onunla daha önce de yalnız kalmıştı, unuttun mu? | Open Subtitles | داش .. أمبر كانت بمفردها فى الغابه قبل ذلك أتتذكر |
| Amber, o Eve'le birlikteyse, Kim de Eve'le birlikteyse... şu anda hayatları tehlikede demektir. | Open Subtitles | أمبر .. هل المفاتيح مع إيف ؟ وإذا كانت مع إيف .. |
| Ember ve Umber'in kararına göre bana istediğim şeyi vermen gerek. | Open Subtitles | بمقتضى أمر (إيمبر) و (أمبر) يجب أن تعطينا ما أريد |
| Vampirler tabutlarından çıktığında kardeşim Amber'la beraber eşit haklar yürüyüşüne katılmıştık. | Open Subtitles | عندما خرج مصاصي الدماء من التابوت ذهبت أنا وأختي الكبيرة أمبر إلى مسيرة للمطالبة في مساواة الحقوق |
| Oda arkadaşının Amber Quarter olduğunu biliyorum ve... Ama bilirsin Brent bir ahlak örneği değildir. | Open Subtitles | أعني إنني أعرف أن أمبر زميلتك بالغرفة ولكن ليس الأمر أن برينت يلعب التخفي |
| Amber'la olan yemeğimizi kaçırdığın için ben de yeni erkek arkadaşınla tanışmanın vaktinin geldiğini düşündüm. | Open Subtitles | بما أنك لم تأتي للعشاء معي ومع أمبر في تلك الليلة، فكرت بأن الوقت أصبح مناسباً لكي ألتقي بصديقك الجديد |
| Amber'ı görmem gerekiyordu ama arayıp iptal edebilirim. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابل أمبر ولكني أستطيع الاتصال بها وإلغاء الأمر |
| Amber annem olmayabilir,... ..ama kötü de değil. | Open Subtitles | ربما لا تكون أمبر والدتي، ولكنها ليست سيئة |
| Amber, çok üzgünüm ama bu iş yürümüyor. | Open Subtitles | أمبر, أنا آسفة حقاً و لكن هذا لا يُجدي نفعاً |
| Kutner ve Amber'da öldü Onüç'te adanın birinde bohem bir şekilde sevişiyor. | Open Subtitles | و كاتنر و أمبر ميتان و 13 تمارس جنسا رائعا على جزيرة ما |
| Amber buraya bir amaç uğruna geldim ve amacım babana sıkıntı vermek değil. | Open Subtitles | أمبر أنا جئت هنا لسبب, وما كان ليسبب لوالدك وقتا عصيبا |
| Ayrıca Amber'ın babası çocukluğumuzdan beri açığımızı arıyor. | Open Subtitles | بجانب أن والد , أمبر يريد الأيقاع بنا منذ كنا صغارا. |
| - Aferin gerizekalı. - Kapa çeneni Amber. | Open Subtitles | وقت الذهاب ايتها الغبيه اغلقي الباب الامامي أمبر |
| Amber'la konuştun ve bak nasıl sonuçlandı demek. | Open Subtitles | اقصد إنك تحدثتي مع أمبر وانظري الان كيف تحولت |
| Evet, arkadaşım Amber bu harika partiden bahsetti... ve gelip görmemi istedi. | Open Subtitles | صديقتى "أمبر" أخبرتنى عن ذلك مدهش، حفلة صاخبة لقد طلبت منى الحضور |
| Amber Holly'ye, Allison'ın içine "siyah şeyden" girdiğini ama ikinizin süper güçleri olduğunu ve bir daha dönerse onunla savaşacağını söylemiş. | Open Subtitles | أمبر أخبرت هولي أن آليسون لديها شيء أسود بداخلها و لكنكما تتمتعان بقوة خارقة |
| O gece Amber'a olanları nereden biliyor peki? | Open Subtitles | إذن كيف لهُ أن يعرف ما الذي حدث لـ أمبر تلك الليلة ؟ |
| Ember'le Umber neden artık bana izin vermiyorsunuz? | Open Subtitles | (إيمبر) (أمبر) لما لا تسمحان لى بالمرور |
| Eğer kardeşim Ambar hayatta olsaydı, o da aynı şeyi söylerdi. | Open Subtitles | -لو كان أخي أمبر لازال حيا -لكان هو أيضا قال نفس الشيء |
| Lindsey, yardım etmesi için Dr Ember'i getirdik. | Open Subtitles | (ليندسي)، لقد أحضرنا الطبيب (أمبر) ليقدم لنا يد العون |