İşimi kaybetmeme gelirsek, ben hala buradayım, ve burada olduğum sürece temsil ettiğim sendikaya karşı bir sorumluluğum var. | Open Subtitles | ، بقدر مـا استبعده ما زلت بالجـوار فأنـا لدي مسؤولية لعضوية الإتحـاد الذي أمثّله |
Kovulacağıma göre, hala buradayım... ve temsil ettiğim sendika üyeliğine karşı sorumluluğum var. | Open Subtitles | ، بقدر مـا استبعده ما زلت بالجـوار فأنـا لدي مسؤولية لعضوية الإتحـاد الذي أمثّله |
Dediler ki onu temsil ettiğim sürece, onlar için çalışmıyormuşum. | Open Subtitles | قالوا طالما أني أمثّله فلن أعمل لهم. |
temsil ettiğim kişi çok ciddi. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي أمثّله إنه جادّ للغاية |
- temsil etiğim bir çocuk hakkında tartışıyorlar. | Open Subtitles | -يتحدثان عن طفل أمثّله |