"أمرتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • emrettim
        
    • söylendi
        
    • ettirdim
        
    Guan ve Zhang'a, bu altı vilayeti sensiz ele geçirmelerini emrettim. Open Subtitles لقد أمرتُ غوان وزهانغ المُضي للإستحواذ على مُقاطعات الكاو الستة بدونك
    Bütün devlet binalarındaki bayrakların yarıya indirilmesini emrettim. Open Subtitles أمرتُ بأن تخفض جميع المنشآت الحكومية أعلامها حتّى مُنتصف الصارية،
    Öldürülmesini emrettim çünkü sadece ben kimsenin hazmedemeyecegi gerçekle yüzlesecegim. Open Subtitles أمرتُ بموتها لأنني أنا الوحيد الذي سيواجه الحقائق التي لا يمكن لأحد آخر استيعابها.
    Bana seni aramam, oyunun bittiğini söylemem ve bir görüşme ayarlamam söylendi. Open Subtitles وقد أمرتُ بالإتّصال بك، وأقول لك أنّ اللعبة قد انتهت، وأرتّب لقاءً.
    Dr. Brennan yokken, kalıntıları listelemem söylendi. Open Subtitles أمرتُ أن أفهرس جميع البقايا مجهولة الهوية في حين لا تزال الد. (برينان) في الخارج
    Adamlarıma evini kontrol ettirdim. - Evde kimse yok. Open Subtitles أمرتُ بعض معارفي في منطقتكِ بتفقّد منزلكِ، ولا يوجد أحد فيه
    Tehdidin geçerli olabileceğine inandığımızdan başkentimizde acil durum alarmı emrettim. Open Subtitles "وبما أنّنا نصدق أنّ هذا التهديد حقيقي، أمرتُ بأن توضع عاصمتنا في حالة تأهب قصوى."
    1965'de, Hanoi'yi görüşmelere zorlamak için büyük bir kederle pilotlarıma Kuzey Vietnam'ı bombalamalarını emrettim. Open Subtitles "في 1965... لإجبار هانوي للتفاوض... أمرتُ طيارين قواتيّ بقلبٍ مثقل
    Fransa'nın en büyük ustalarına dünya tarihinin en eşsiz, mükemmel ve emsalsiz güzellikteki bahçelerinde bu hayali gerçekleştirmeleri konusunu bilhassa emrettim. Open Subtitles لقد أمرتُ على حد أبعد بأن أكبر سادة (فرنسا) سوف يدركون هذه الرؤية الغير مثيل لها في تاريخ العالم في حدائق رائعة وجمال منقطع النظير.
    Kamu binalarındaki bayrakların yarıya çekilmesini emrettim fakat şunu söylemeliyim ki Edgar Hoover bazen acımasız hal alan saldırılara karşı büyük cesareti sayesinde FBI'ın bayrağının hep yükseklerde dalgalanmasını sağlamıştır. Open Subtitles أمرتُ بأن تخفض جميع المنشآت الحكومية أعلامها حتّى مُنتصف الصارية، لكنّي سأقول ذلك، فعلنا ذلك توقيراً لـ(إدغار هوفر)... بسبب شجاعته التي لا تقهر في التصدّي أحياناً لشرور خبيثة...
    Seni burada bırakmam söylendi. Open Subtitles أمرتُ بتركك هنا.
    Katı kontrol ettirdim. Boş. İflas etmiş. Open Subtitles أمرتُ بتفقد الطابق ولكنه فارغ بعد أن أفلس المالك
    - Seni takip ettirdim. Open Subtitles -قد أمرتُ أحدهم بتتبعكَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more