O zaman sanırım bana bunun mail gelmesi iyi bir şey. | Open Subtitles | إذن أعتقد بأنّه أمرٌ جيد ، وصول هذه المستندات إلى بريدي |
Sanırım gitarcı çocuğun orta yaşlı polisin değil, ki bu iyi bir şey eğer bir şey söylememeye karar verirsem babalık davası diye bir şey olmayacak. | Open Subtitles | وليس الشرطي المسن، وهو أمرٌ جيد لأنه لن يكون هنالك أمور أبوية إنْ قرّرتُ عدم إخباره |
O zaman.. yanımda bana göz kulak olan bir dostumun olması iyi bir şey. | Open Subtitles | حسنٌ إنه أمرٌ جيد إذن بإمتلاك صديقة بالجوار نحرسني |
Çünkü siz kadınsınız. Ve bunun güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنّكِ امراءة وأنا أعتقدُ أن ذلك أمرٌ جيد |
Hayatımda ondan daha güzel bir şey olamayacağından emin oluncaya kadar evlenmemem gerektiğine karar verdim. | Open Subtitles | لكني قررت أني لن أتزوّج حتى أكون واثقًا أنه لن يحدث لي أمرٌ جيد آخر في حياتي |
Epidemiyoloji, gerçek hayatta karşılaştığını şeylerin sizin için iyi ya da kötü olduğunu ayırdetme yoludur. | TED | علم الأوبئة هو علم كيف نعلم فى العالم الحقيقى ما إذا كان إنتشارُ شيئ ما هو أمرٌ جيد أو سيء فيما يخص البشر |
En azından hiç kimse vurulmadı, bu iyi bir şey. | Open Subtitles | حسناً, لمْ يُصب أحد بإطلاق ناري, هذا أمرٌ جيد. |
Ama en azından yazdığım mesajları okuyor bu da iyi bir şey. | Open Subtitles | لكن على الأقل تصلها رسائي النصية الان، و هذا أمرٌ جيد. |
Dion, bu iş sahasında daha önce çalışmadım ama bu iyi bir şey. | Open Subtitles | في هذا الجانب من الأعمآل ولكن هذا أمرٌ جيد |
Bunu sorma şeklin, bana sanki bunun iyi bir şey olmadığını düşündüğünü düşündürüyor. | Open Subtitles | طريقة سألك للسؤال يجعلني أظن أنك لا تظنين بأنّه أمرٌ جيد |
Onunla konuşan birinin olması iyi bir şey. | Open Subtitles | هذا أمرٌ جيد له إن كان هناك أحدًا يتحدث إليه |
Trevor, Josh karakterini oynuyor, kendiyle yüzleşiyor ve bu iyi bir şey. | Open Subtitles | (تريفر) يخرج على المنصة ليؤدي دور (جوش) ويواجه نفسه، هذا أمرٌ جيد |
Bütün bu kötülüklerin içinden çıkan iyi bir şey. | Open Subtitles | ثمة أمرٌ آخر أمرٌ جيد نتج عن كل هذا |
Ve baş... başka bir şey daha var. Bütün bunların içinden çıkan iyi bir şey. | Open Subtitles | ثمة أمرٌ آخر أمرٌ جيد نتج عن كل هذا |
Ama sen onu buldun ki bu iyi bir şey. | Open Subtitles | لكنكِ عثرتِ عليها، وهذا أمرٌ جيد |
- Ağrımaması iyi bir şey değil mi? | Open Subtitles | أليس عدم الشعور بالألم أمرٌ جيد ؟ |
Yapılacak iyi bir şey sanırım. | Open Subtitles | .هذا على الأرجح أمرٌ جيد لفعله |
Çabalaman çok güzel bir şey. | Open Subtitles | حقيقة أنكَ تكافح معه هو أمرٌ جيد |
Katili yakaladık işte. güzel bir şey. | Open Subtitles | قبضنا عليه، إنه أمرٌ جيد إستمتعي بذلك |
Mükemmel bir tarif üretmiş gibiyiz: herkes bunu pişirebilir ve bu herkes için iyi. | TED | وكأننا صنعنا الصيغة المثالية، ويستطيع أي شخص تطبيقها. وهذا أمرٌ جيد للجميع. |