"أمرّ" - Translation from Arabic to Turkish

• geçeyim
• geçiriyorum
• uğrayıp
• Geçmeme
• verin
• geçiyorum
• uğramamı
• uğrayayım
• geçiyordum
• yaşıyorum
• yaşadığımı

Bana bir öpücük ver. Bırak geçeyim. Hiç kendi suratını gördün mü?
دعني أمرّ من فضلك؛ ألا ترى كيف هو شكلك؟

- Bana bir öpücük ver. Bırak geçeyim lütfen. Aynada hiç suratını gördün mü?
دعني أمرّ من فضلك؛ ألا ترى كيف هو شكلك؟

Kötü bir gün geçiriyorum, o kadar. Hayatım bu aralar biraz karışık.
إنني أمرّ بيوم عصيب فحسب .. حياتي أصبحت معقّدة

uğrayıp nasıl bir felaket olduğuna bakayım dedim. Felaket mi demiştim?
ارتأيت أن أمرّ وأرى أيّ نوع من ضجيج القطارات سأجد هنا.

Çünkü son 2 yıldır her gün yanından Geçmeme rağmen onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
لأنني كنت أمرّ بذلك الرجل خلال السنتين الماضيتين لأنني كنت أمرّ بذلك الرجل خلال السنتين الماضيتين دون أن أعرف أي شيءٍ عنه.

Teksaslılar! İzin verin geçeyim, anlaşma yapmak istiyoruz.
أيها الأمريكان، دعوني أمرّ نريد الهدنة

Birkaç disiplin üzerinden çok hızlı geçiyorum. Biyolojide sembiyoz, yani ortak yaşam, grup seleksiyonu ve evrimsel psikoloji kavramları tabi ki tartışmaya açık konular.
أنا أمرّ بسرعة على هذه التخصصات. في علم الأحياء نجد أنّ مفاهيم التعايش، واختيار المجموعة، وعلم النفس التطوري، لا تزال موضع اختلاف.

Durun geçeyim.
ابتعد دعوني أمرّ

Şeker Kız. -Bırak da geçeyim.
دعني أمرّ أعطيني قبلة يا فتاة

Çekilin geçeyim.
إحترس، دعني أمرّ

Sakin olmalısın çünkü çok kötü bir gün geçiriyorum.
الآن يجب أن تهدئي لأنّني أمرّ بيوم سيء للغاية

Fark ettin mi bilmiyorum ama son zamanlarda biraz zor zamanlar geçiriyorum.
لا أعلم إن لاحظت، لكنّي أمرّ بعسرٍ مؤخّرًا.

Zaten yeterince zor bir gün geçiriyorum.
ألا تعتقدين أنّي أمرّ بيوم عصيب بما يكفي ؟

Her gün uğrayıp iyi olup olmadığına baktım.
وكلّ يوم كنتُ أمرّ إليه لأتأكد أنه مرتاحاً

İşleri yoluna koymadan önce uğrayıp onu bir göreyim dedim.
فكّرت فقط أن أمرّ قبل أن أبدأ الإجراءات.

Sadece arkadaşıma uğrayıp, bir merhaba diyeyim dedim.
لقد فكرت أن أمرّ وألقي عليك التحيه يا صاح

Benim Geçmeme izin verirler.
سيتركونني أمرّ.

Çekilin. Bana yol verin. Yol verin.
ابتعدوا، دعوني أمرّ دعوني أمرّ

Dağların arasındaki bir geçitten geçiyorum.
كنت أمرّ عبر هذا الممر بين الجبال،

Elbette hayır. Kendisi dün gece arayıp uğramamı istemişti.
لا باالطبع لا, لكنه أتصل البارحه وطلب مني أن أمرّ به

Hayır, bugün boş günüm, çene çalmak için uğrayayım dedim.
كلا، إني متفرغة اليوم فقررت أن أمرّ عليك للدردشة

Arada iyi olduğunu görmek için oradan geçiyordum.
أمرّ بالقرب من منزلها من حين لآخر، لأرى إن كانت على ما يرام

Doktorlarla yorucu bir süreç yaşıyorum.
أمرّ بكلّ ذلك الفضلات المنهكة مع الأطباء،

...fakat sen şu an nasıl bir şey yaşadığımı anlayabilecek özel bir durumdasın.
أنتَ في موقعٍ يؤهّلكَ لتفهم ما أمرّ به بالضبط.