Bu yüzden fiyat artıyor da artıyor. kaçınılmaz. Üzgünüm. | Open Subtitles | و السعر يرتفع و يرتفع و يرتفع ذلك أمر حتمي. |
Güzel değil, hemşire yoldaş, kaçınılmaz. | Open Subtitles | ليس جيدا ايتها الرفيق الممرضة إن هذا أمر حتمي |
Savaş kaçınılmaz olduğunda bizim için yeterliydi. | Open Subtitles | كان بما يكفي للهروب عندما أصبحت الحرب أمر حتمي |
Uzun süreli ilişkilerde tarafların birbirine kırılması kaçınılmazdır. | Open Subtitles | في العلاقات طويلة المدى أمر حتمي أن تتأذى المشاعر |
Bazı açılardan, ihanet kaçınılmazdır. | Open Subtitles | في بعض الأحيان , الخيانة أمر حتمي |
İleri giden yol önceden düşünülemezdi, şimdi ise kaçınılmaz. | Open Subtitles | الطريق للأمام .. لا يخطر على بال أحداً تماماً .إنه أمر حتمي رغم ذلك |
Ama altın çağda kaçınılmaz olan nedir? | Open Subtitles | لكن هناك أمر حتمي بشأن الشهرة الحالية؟ ستنتهي |
kaçınılmaz bir şey bu. Peki, o hâlde başka bir şey bulursun. | Open Subtitles | ـ إنه أمر حتمي ـ حسناً إذاً، سوف تجد شيء آخر |
Hemen olmayabilir ama kaçınılmaz. | Open Subtitles | آه، قد لا يحدث في الحال، ولكنّه أمر حتمي |
Kabul etmelisin eğer teröristin elinde bu tür tel ve bu malzemeler varsa başka bir bomba yapmış olması sadece bir fikir değil kaçınılmaz olur. | Open Subtitles | عليكم الإعتراف أن إذا كان هذا الإرهابي لديه هذه النوعية من السلك والمواد فتفجيرًا آخر، لن يكون مجرد فكرة، إنه أمر حتمي |
Eğer evrenin kuralları basitse, onların çok soyut ve çok alt düzeyde olmaları, örneğin bir şeyleri tanımlamayı zorlaştıran zaman ve uzay düzeyinin çok altında işliyor olmaları gerektiği kaçınılmaz olacaktır. | TED | إذا كانت قواعد الكون بسيطة، فإنه أمر حتمي أن تكون غاية في التجريد و على مستوى بدائي، تعمل، مثلا، بعيدا دون مستوى المكان و الزمان، و التي تجعل من الصعب تمثيل الأشياء. |
Freud, Messer, Davies, bütün ustalar, etkileşimin kaçınılmaz olarak terapinin bir parçası olduğundan bahsettiler. | Open Subtitles | فرويد),(ميسر),(ديفيس) و كل العلماء العظيمين) جميعهم تحدثو كيف أن الإنجذاب أمر حتمي ,إنه جزء من العلاج |
Bir şey bunu kaçınılmaz kıldı. | Open Subtitles | هناك شئ جَعلَه أمر حتمي |
Savaş artık kaçınılmaz. | Open Subtitles | أصبحت الحرب الآن أمر حتمي |
Sadece kaçınılmaz olanla uğraşıyorum. | Open Subtitles | أتعامل فحسب مع أمر حتمي |
Onu teşvik etmek kaçınılmaz sonu geciktirecek sadece. | Open Subtitles | تشجيعها مجرد إطالة أمر حتمي |
Bu savaş kaçınılmaz. | Open Subtitles | هذه الحرب أمر حتمي |
"Kötülük kaçınılmazdır, fakat tedavisi de vardır." | Open Subtitles | الشيطان أمر حتمي" "لكنه قابل للعلاج كذلك" |
Buna fizik derler. Bu kaçınılmazdır. | Open Subtitles | .هذه فيزياء ، إنه أمر حتمي |
Ölüm kaçınılmazdır, kendini yok etmek, öyle değil. | Open Subtitles | -الموت أمر حتمي. الإنتحار ليس حتمياً |