Bence kardeşin ve yeğeninle beraber yaşaman gerçekten çok güzel. | Open Subtitles | أعتقد أنه أمر رائع بالفعل أن تعيش مع أختك وأبنها. |
Okuldan sonra birlikte dans etmemiz çok güzel. | Open Subtitles | أقصد إنه أمر رائع أن نرقص سوية بعد أن تعلمنا كل شيء و لكن |
Ama bu harika bir şey, bunda meyus olunacak bir şey yok. | Open Subtitles | ولكن ذلك أمر رائع , لا يجب أن تكوني بائسة بسبب ذلك |
Hayır, hayır. Hiç de bile. Bu harika bir şey. | Open Subtitles | لا، لا، لا أنا لست مصدومًا على الإطلاق إنه أمر رائع |
SS: Tabi, daha cok diyalog oldu, ki bu harika. | TED | ش س : هناك بالتأكيد حوار مستمر، وهذا أمر رائع. |
Bu gece kendi kitabımı yazıyorum ve çok iyi geliyor. | Open Subtitles | الليلة أنا أقود نفسي بنفسي، و اتضح أنه أمر رائع. |
Bir grup kronik mastürbasyoncular, yerine ailemle yemek yemek çok harika. | Open Subtitles | إنه أمر رائع أن آكل مع عائلتي بدلاً من أصحاب الجنون المزمن |
Burada olup, cerrahların neşter tutan hıyarlar olduğunu teyit etmen çok güzel oldu. | Open Subtitles | أمر رائع ان تكون معنا هنا! كتذكير بأن الجراحين محتالون جاهلون لديهم مبضع |
Burada tekrar sizinle birlikte olmak çok güzel adamım. | Open Subtitles | تبا، إنه أمر رائع أن أتواجد معكم هنا مجدداً |
Yani, bak, bir hafta içinde eski işime geri döneceğim, ve bu çok güzel çünkü eski işimi seviyorum, ama... | Open Subtitles | أعني ، أسمعيني سأعود إلى وظيفتي القديم خلال أسبوع هذا أمر رائع لأني أحب وظيفتي القديمة ، و لكن |
Gençlerin belli sıklıkla gelmesi çok güzel. | Open Subtitles | إنه أمر رائع عندما يزور الشباب بمعدل كهذا. |
"Bu çok güzel! Acaba neden?" diye düşündüm. | TED | وفكرت : "هذا أمر رائع! ولا ندري لماذا؟" |
Gündüzleri yeğenimle sürekli sinemaya gideriz. Bu harika bir şey. Okulu kırmak gibi. | Open Subtitles | أنا آتي طوال الوقت مع ابنة أختي إنه أمر رائع, كلعب الهوكي |
Şey, aslında yanlış söyledim. Bence, aşk hayatımı görmezden gelmen, harika bir şey. | Open Subtitles | أظن أن تجاهلك لحياتي العاطفية هو أمر رائع |
Merlin sayesinde böyle bir şansın eline geçmesi, harika bir şey. | Open Subtitles | أعتقد انه أمر رائع أن يتدبر لك ميرلين هذه الفرصة |
Aslında benim de bir şekilde söylemek istediğim, bu harika bir fikir. | Open Subtitles | في الحقيقة ,كنت على وشك أن أقول بعبارة أخرى ,إنه أمر رائع |
Bizim için çok iyi oldu, çünkü inanmak için... | Open Subtitles | وهو أمر رائع لنا لأننا وثقوا بي يجب أن تروا هذا |
Oh, Bence önce arkadaş olmanız çok harika. Sence? | Open Subtitles | -اعتقد أنه أمر رائع أن تكونا أصدقاء في البداية أليس كذلك ؟ |
O kadar paranın hazırda olduğunu bilmek güzel bir şey olmalı. | Open Subtitles | لـابد أنه أمر رائع أن يكون لديك كل هذا المال، بإنتظارك. |
Taub'a yalandan laboratuvar işi vermenin güzel yanı tam olarak nerede olacağını bilmek. | Open Subtitles | أمر رائع بشأن تعيين تاوب لأعمال المختبر المخادعة هو أنك تعرف بالضبط اين سينتهي المآل به |
Başkasına bu çok sinir bozucu gelebilir belki ama düşündüm de bu çok havalı. | Open Subtitles | للشخص الخاطئ، يُمكن أن يكون أمراً مُزعجاً، لكنّي فكّرتُ أنّه أمر رائع اليوم. |
Merdivenlerde zaman geçirmek isteyen insanları görmek büyüleyici bir şey. | TED | إنه أمر رائع بالنسبة لي أنك ترى أشخاصًا يريدون أن يقضوا الوقت على الدرج. |