| Onun için bir şey hazırlayabilirsin diye ummuştuk. Böyle şeyler yapabildiğini biliyoruz. | Open Subtitles | أملنا أن تصنع لها مُركّبًا، لعلمنا بأنّ بارع في صنع المُركّبات. |
| Hayatın normale döneceğini ummuştuk. | TED | أملنا أن الحياة ستعود إلى طبيعتها. |
| Öyle ummuştuk. | Open Subtitles | أملنا أن نعرف المزيد. |
| Rusya'nın fikir değiştireceğini umuyorduk ama vetoları beni şaşırtmadı. | Open Subtitles | لقد أملنا أن تغير روسيا موقفها، لكن استخدامهم حق الفيتو لا يفاجئني |
| Bizi Openshaw'a götüreceğini umuyorduk. | Open Subtitles | كان أملنا أن يقودنا إلى أوبنشو |
| Biz de bunu söylemeni umuyorduk. | Open Subtitles | أملنا أن تقول ذلك. |
| Adamlarının bekledikleri yer nereyse, bizi oraya götüreceğini umuyorduk. | Open Subtitles | كان أملنا أن يقودنا (فايد) إلى مكان رجاله |