Sen insanlara korkunç şeyler yapan... korkunç birisin. | Open Subtitles | أنتِ امرأةٌ فظيعة تفعلين أموراً فظيعة للناس |
İyi adamların hiç korkunç şeyler yaptığını düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أن الأشخاص الطيبين قد يفعلون أموراً فظيعة يوماً؟ |
Korkunç insanların korkunç şeyler yaptığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن الأشخاص الفظيعين يفعلون أموراً فظيعة |
Dünya, kötü şeyler yapan iyi insanlarla dolu, dostum. | Open Subtitles | العالم مليئ بالصالحين الذين يرتكبون أموراً فظيعة يا صديقي |
Bu anlaşmayı yapar ve Fleming'e karşı tanıklık edersem hakkımda çok kötü şeyler duyacaksın. | Open Subtitles | أذاً ، أذا عقدت الصفقة و شهدت ضد" فليمنج". فسوف ... سوف تسمعين أموراً فظيعة عني. |
Amerika'nın feci şeyler yaptığını biliyordum ama aklımdan geçmezdi... | Open Subtitles | كنت أعلم بأن أمريكا فعلت أموراً فظيعة |
Alt kattaki meslektaşların korkunç şeyler anlattı mı? | Open Subtitles | هل أخبرك زملاؤك في الطابق السفلي أموراً فظيعة عني؟ |
Evet. Hasta olduğu için korkunç şeyler yaptı. | Open Subtitles | نعم, لقد فعلت أموراً فظيعة, لأنها مريضة |
Sana gerçekten de çok korkunç şeyler söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أموراً فظيعة للغاية لك |
Pan size yalan söyledi ve korkunç şeyler yaptırdı. | Open Subtitles | كذب (بان) عليكم و جعلكم تفعلون أموراً فظيعة |
- korkunç şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد اقترفتُ أموراً فظيعة |
O savaşta korkunç şeyler gördü. | Open Subtitles | -رأى أموراً فظيعة في تلك الحرب . |
korkunç şeyler. | Open Subtitles | أموراً فظيعة |
Çok kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ أموراً فظيعة. |
Orada çok kötü şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يفعلون بكِ أموراً فظيعة |
Gitmem oraya! Orada çok kötü şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يفعلون بكِ أموراً فظيعة |
Çok kötü şeyler yaptı. | Open Subtitles | فعل أموراً فظيعة |
Arkadaşım Cheney'den senin hakkında çok feci şeyler duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أموراً فظيعة عنك تماماً من صديقي (تشيني). |