"أمورٌ" - Translation from Arabic to Turkish

• işler
• işlerim
• şeyleri
• bazı

Evet, ama bunu bitirmeliyiz. İlgileneceğimiz başka işler de var.
ولكن عليك أن تنهي هذا الأمر لدينا أمورٌ أخرى لنتولاها

Bu kameraya acil ihtiyacım var. Yoksa işler boka saracak.
لكني أريد الكاميرا بسرعة وإلا ستحدث أمورٌ سيئة

Ama senin hayatını kurtarmak dışında yapacak başka işlerim de var.
لكن لديّ أمورٌ أخرى لأنجزها بصرف النظر عن انقاذ حياتك

Şu anda erkekler hakkında dedikodu yapmaktan daha önemli işlerim var.
لديّ حاليّاً أمورٌ أهمّ مِن التحدّث عن الفتيان

Uzun yıllar boyunca eylemlerimi düşündüm tercihlerimi, yaptığım şeyleri.
قضيت سنواتٍ كثيرة لأفكّر في أعمالي, خياراتي, أمورٌ قمت بها

Nedamet ettiğim başka şeyleri de duymak ister misin?
هل تود أن تسمع أمورٌ أخرى التي أندم عليها؟

bazı şeyler üzerinde çalışıyorum Ama bu tek başıma yapmam gereken birşey.
أنا أعمل في بعض الأمور لكن هنالك أمورٌ يجب أن أفعلها لوحدي

- Yapacak başka işler var. Kayıp çatışma. - Elbette.
-لدينا أمورٌ كثيرة لنقوم بها، بدل القيام بالعمل بشيء ضائع

Ama, çoğu için işler iyi sonlanmadı.
لكن بالنسبة للكثيرين منهم , أمورٌ لم تنتهي بشكل جيد

Orada çok karmakarışık, duygusal-yönleri olan işler var.
أعني أن هناك أمورٌ معقدة و عاطفية ومريعة

Ama tepe noktasına ulaşıp, gelen bilgiyi işleyemediğinizde işler çok ilginçleşiyor çünkü her şey hız kazanmaya başlıyor, ve normal görüşümüze çok garip şeyler olmaya başlıyor
لكن من المستغرب مدى سرعة بلوغ المرحلة التي تفوق قدرتي على معالجة البيانات، فحالما تتسارع الأشياء، أمورٌ غريبة تبدأ في التأثير على أبصارنا.

Halletmem gereken önemli işler var.
هناك أمورٌ مهمةٌ يجب عليّ القيام بها

- Niye? - Kardeşler gizli kapaklı işler için bir araya gelince kötü şeyler olur.
- أمورٌ سيئة تحدث عندما يتعاون الأخوان -

Çünkü dünyanın işleyişini sana anlatmaktansa daha önemli işlerim var.
لأنَ لديّ أمورٌ أفضل للقيامٍ بها بوقتي الخاص أكثر من التوضيحِ لك .كيفية سير العالم

Düşünecek çok daha önemli işlerim vardı.
كانت هنالك أمورٌ أهمّ تشغل تفكيري

Üstelik odaklanmam gereken daha önemli işlerim var.
كما أنّه... لديّ أمورٌ أكثرُ أهمّيّةً لأركّزَ عليها

Benim yapacak başka işlerim var, senin yok.
لديَّ أمورٌ آخرى لأفعلها بعكسك

Yapacak önemli işlerim var!
لديّ أمورٌ أفضل لِلقِيامِ بِها

Yaşadığımız bazı şeyleri unutmak oldukça zordur.
هناك أمورٌ فعلناها في الماضي يصعب علينا نسيانها

Gerçekten değil. Herkesin utanacak bir şeyleri var.
أنا لا أهتم حقاً للجميع أمورٌ محرجة

Tüm o arkadaşlarının başına gelen eğlenceli ve heyecanlı şeyleri görüp de... kıskanmamak elde değil.
،لكن إنهُ... إنهُ شاقُ قليلاً برؤيةِ كلّ هذه المتعة , أمورٌ شيّقة

bazı şeylerin geçmişte kalması gerekir. Benim için artık geçerli değil.
هناك أمورٌ من الماضي تبقى في الماضي ليست حياتي بعد الآن

Son günlerde beni rahatsız eden bazı gelişmeler oldu.
هنالك أمورٌ حدثت في الأيام القليلة الماضية جعلتني مضطرباً نوعاً ما