İIgilenmesi gereken daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | لديها أمور في حياتها تأتي في المرتبة الأولي |
Sadece, hayatta basketboldan daha önemli şeyler olduğunu unutmayacağına dair söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | فقط عدني, انك ستتذكر دوماً ان هناك أمور في الحياة أهم من كرة السلة |
Hayatta basketboldan daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | هناك أمور في الحياة أكثر أهمية من كرة السلة |
Sana hayatıda hakkında konuşamayacağım şeyler olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أنه توجد ثمّة أمور في حياتي لا يمكنُني التحدّث عنها |
Seks suçlusu ile olan davayla ilgili bir şeyler daha sormamız gerekiyor. | Open Subtitles | فقط لتوضيح بضعة أمور في قضية قديمة مع المنحرف |
İş yerinde sadece benim yapabileceğim şeyler var. | Open Subtitles | هناك أمور في العمل، أنا فقط من يستطيع عملها |
Ama, bilirsin, dizide yaptığımız şeyler, hepsi çok güzel şeyler. | Open Subtitles | لكن، كما تعلم عندما نفعل أمور في المسلسل، فهو رائع للغاية. |
Bu bağlantılarda bazı heyecan verici şeyler elde ettik. | TED | ولدينا أمور في غاية الإثارة في هذه الروابط . |
Hayatta okumaktan daha önemli şeyler vardır oğlum. | Open Subtitles | هناك أمور في الحياة أهم من القراءة. |
İlgilenmem gereken şeyler. | Open Subtitles | تطرأ أمور في اللحظة الأخيرة ... وعليّ معالجتها |
Hayatta kimin kimi becerdiğinden daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | ثمة أمور في حياتنا أهم مِمَن يخون من |
Belki de hayatımı değiştirmem için gerekli olan bir şeyler vardır. | Open Subtitles | ربما هناك أمور في حياتي ينبغي أن أغيرها |
Danny hayatta seksten daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | داني, هناك أمور في الحياة أهم من الجنس |
Zeki çocuk. Bir şeyler üzerine kafa yormayı seviyor. | Open Subtitles | إنه ذكي ويحب التفكير في أمور في الواقع |
Hayatta bazı şeyler hiç değişmez Komiser. | Open Subtitles | أمور في الحياة لا تتغير ملازم |
Dairemde ihtiyacım olan şeyler var. | Open Subtitles | هناك أمور في شقتي أحتاجها |
Evde olan şeyler, nasıl hissettiğin gibi. | Open Subtitles | حول أمور في البيت وكيف تشعر. |
Seattle Pres'de böyle şeyler yapmayız. | Open Subtitles | نحن لا نقوم بهكذا أمور في "سياتل بريس". |
Daha önce olan şeyler oldu. | Open Subtitles | لقد حدثت أمور في السابق |
Biliyor musunuz, savaşta bazı şeyler olur. | Open Subtitles | -أتعلمان شيئاً؟ تحدث أمور في الحرب . |