Henüz kış bitmemişti ve hava erken kararmıştı, ve kütüphaneci dedi ki: "Kapatmak üzereydim. Sizi burada görmek çok güzel. | TED | كنا بفصل الشتاء، لأن الظلام حل مبكرًا، وقالت أمينة المكتبة: "أنا على وشك إغلاق المكتبة، شكرًا على قدومكم إلى هنا". |
Şimdi bir de oradaki seksi kütüphaneci bana tavır yapıyor. | Open Subtitles | والآن أتعرّض للانتقاد من أمينة المكتبة المثيرة |
Şuna bir bak. kütüphaneci Glaufelte'nin zulasını buldum. | Open Subtitles | تفقدي هذا ، وَجدتُ أمينة المكتبة تخفي بعض الشراب |
Seksi kütüphanecinin lezbiyen olduğunu düşünen başka biri var mı? | Open Subtitles | ايعتقد اي شخص آخر أن أمينة المكتبة الجذابة شاذة ؟ |
Kimse kendini diziyi izlemekten alı koyamayacak çünkü kütüphane görevlisi çok seksi görünüyor. | Open Subtitles | لن يتوقف أحد عن متابعة مسلسل لأن أمينة المكتبة جميلة جدا |
- Şehirde yaşıyorsunuz. - Kütüphaneciyim. - Tamam. | Open Subtitles | أنتِ تعيشين في المدينة - أنا أمينة المكتبة - |
kütüphaneci Etrurya literatürünü yeniden raflara dizmeme izin verecekti. | Open Subtitles | أمينة المكتبة كانت ستجعلني أرتب رفوف الكتب الأدبيه |
Bu durumda ise kütüphaneci tarafından yakalanmamanız gerek. | Open Subtitles | وفي هذا التحدي لا تريد أن تمسك بك أمينة المكتبة |
Benim arkadaşlarım var kütüphaneci, kapı bekçisi sen. | Open Subtitles | لدي أصدقاء بالفعل أمينة المكتبة وشرطي المرور وأنت |
kütüphaneci, sabahki kamera kayıtlarının kopyasını veririm dedi. | Open Subtitles | أمينة المكتبة فالت أنها سوف تنسخ نسخة من شريط كاميرات المراقبة لهذا الصباح |
kütüphaneci farklı karnavallarda onları ziyaret etmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن أمينة المكتبة قد زارتهن في كرنفالات مختلفة: |
Bana kütüphaneci beyninin seni kaostan düzen yaratan bir dürtüyle doldurduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريني بأن دماغ أمينة المكتبة قد ملأتك برغبة شديدة لخلق حالة من الفوضى |
Fakat benim kız arkadaşım yok ki, seni şaşkın kütüphaneci. | Open Subtitles | لكني لا أملك حميمة أيتها... أمينة المكتبة السخيفة |
kütüphaneci sadece bir kitap iade edilmedi dedi. | Open Subtitles | قالت أمينة المكتبة أن كتابا واحد ناقص |
Yerine seksi bir kütüphaneci verirsen, alırım onu. | Open Subtitles | سآخذه إن اعطيتني أمينة المكتبة المُثيرة |
Onu burada böyle bırakamam, o bir kütüphaneci. | Open Subtitles | لا يمكننا تركها هكذا هي أمينة المكتبة |
Bayan Lewis canım. Sana sözünü ettiğim, şu Boots'taki kütüphaneci. | Open Subtitles | الآنسة (لويس) ، أمينة المكتبة التي أخبرتك بشأنها |
kütüphanecinin bir ilişkisi varmış. - Muhtemel. | Open Subtitles | كانت أمينة المكتبة تقيم علاقة غرامية سريّة. |
Tıpkı kütüphanecinin bizden birşeyler gizlemeye çalışması gibi. | Open Subtitles | تماماً كما كانت أمينة المكتبة تحاول أن تخفي عنا شيئاً ما. |
Okulu aradım ve kütüphane görevlisiyle konuştum. | Open Subtitles | فقمت بالاتصال بالكلية و تحدثت إلى أمينة المكتبة |
Kütüphaneciyim. | Open Subtitles | انا أمينة المكتبة. |