Burada saatlerdir oturuyorum, saydıklarım tüm zamanların en iyi kitapları. | Open Subtitles | أنا أجلس هنا لساعات، هذه أعظم الكتب على مرّ العصور |
Neyse şu an yanında oturuyorum, ve çok utanıyorum çünkü çok güzelsin. | Open Subtitles | عمومًا.. ها أنا أجلس بجانبكِ, أشعر بالخوف لأنّكِ جميلة جدًّا. |
Ama şimdi burada birinci sınıfta bir bardak şampanya, koca bir çanta dolusu para ve dünyanın en güzel kadını ile oturuyorum. | Open Subtitles | وها أنا, أجلس في الدرجة الأولى وبيدي كأس شمبانيا, مع حقيبة كبيرة من المال, وأجمل امرأة في العالم كله |
Baba, olduğum yerde oturup ayda birkaç kez veri giriyorum. Bunun nesi tehlikeli? | Open Subtitles | أنا أجلس خلف مكتب وادخل البيانات بضع مرات في الشهر ليس شيئا خطرا |
Şu anda Cape Cod'daki hoş bir plajda oturmuş denizdeki beyaz köpükleri seyrediyorum. | Open Subtitles | الآن أنا أجلس عند شاطئ جميل عند كيب كود أحدق في موجات البحر |
Burada pasaklı tişört kotla oturan benim. Ve sen harika takım elbise giymişsin. | Open Subtitles | أنا أجلس هُنا مرتدياً قميص رث و بنطال ،جينز و أنت ترتدي تلك البدلة الفاخرة |
Ama oturuyorum burada Elim pantolonda | Open Subtitles | لكن أنا أجلس هنا مع بلدي ومن ناحية في بلدي بانت العلا |
Ev ekonomisi sınıfımda hep onların yanına oturuyorum. | Open Subtitles | أنا أجلس بجانبهم في حصص الإقتصاد المنزلي |
Ev ekonomisi sınıfımda hep onların yanına oturuyorum. | Open Subtitles | أنا أجلس بجانبهم فى حصص الإقتصاد المنزلى |
senin ofisinde oturuyorum ve çocuk burada değil. | Open Subtitles | لقد إنتهينا أنا أجلس فى مكتبك و الولد ليس هنا |
Aslında, şimdi babanın tam oturduğu yere oturuyorum. | Open Subtitles | بالواقع، أنا أجلس الآن تماما أينما جلس أبوك. |
Aslında, şimdi babanın tam oturduğu yere oturuyorum. | Open Subtitles | بالواقع، أنا أجلس الآن تماما أينما جلس أبوك. |
Bana beklememi falan söyleme. Nükleer bir bombanın üzerinde oturuyorum! | Open Subtitles | لا تطلب مني الانتظار أنا أجلس فوق قنبلة نووية على وشك الانفجار |
Ayrıca, şu anda bu bankta oturuyorum. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك أنا أجلس على هذا المقعد الآن |
Bunun sebebi çünkü işim yok yada okula gitmiyorum... hiç bir şey yapmadan oturuyorum ki bu oldukça saçma. | Open Subtitles | أنا لا أعمل ولا أذهب للمدرسة أنا أجلس بدون أن أعمل أي شيء .. هذا سخيف |
Şu aptal sorulara cevap bulmak için bir gündür burada oturuyorum. | Open Subtitles | إذا أنا أجلس هنا منذ 24 ساعة مضت أجيب على أسئلة سخيفة |
Yardımınızdan dolayı burada bir müşteri ile oturuyorum. | Open Subtitles | أجل, حسناً, بسبب مساعدتكِ أنا أجلس هنا مع عميل واحد. |
Burada tek başıma oturup düşünmekten bıktım. | Open Subtitles | أشعر بالوحدة و أنا أجلس هنا دون أن أفعل شيئاً غير التفكير |
Bir yerde oturup büyük bir fincan kahve içerken hayatın akışını izlerdim. | Open Subtitles | أنا أجلس في مكان ما بالكأس العظيم من القهوة، وأنا أراقب العالم يمرّ. |
Kendi evimde oturmuş, kendi halimde kendi piyanomu çalıyorum. | Open Subtitles | أنا أجلس هنا في بيتي ، أُدبّر عملي الخاص أعزف على البيانو الخاص بي |
Benim. Öylece oturmuş bebeklik resimlerine bakıyorum. | Open Subtitles | هذا أنا أجلس في الأرجاء فقط أنظر إلى صور طفلك |
Burada oturan benim, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنا أجلس هنا وليس هو |