Ben bile bildiğin ve söylemediğin bir şeyler olduğuna inanmaya başladım. | Open Subtitles | حسنا، حتى أنا بدأت التصديق أنك تعلم شيئا لا تريد قوله |
2000 yılında başladım. 2030 yılında bitireyim. | TED | أنا بدأت في العام 2000. دعوني أنهي في عام 2030. |
Dinleyerek... Ben de dinlemeye başladım, aslına bakarsanız sadece güven kazanabilmek için binlerce saat boyunca dinledim. | TED | بالاستماع، لذا أنا بدأت بالاستماع في الحقيقة، آلاف الساعات من الاستماع فقط من أجل بناء الثقة |
Green Arrow'un işlerimi şahsen gelip bozmamasından dolayı aşağılanmış hissetmeye başlıyorum. | Open Subtitles | أنا بدأت بالحصول على أهانة السهم الأحضر ليس العبث بعملياتي الشخصية |
Neden? Pekala. Şimdi araştırmalarımıma zor yoldan başlıyorum. | TED | لماذا؟ الأن, أنا بدأت في سرد أستكشافاتي. |
Şimdiden bu katırdan nefret etmeye başladım. Onun anlamlı bakışları var. | Open Subtitles | أنا بدأت أكره هذا البغل بالفعل منظره قاسي |
Nereden anlatmaya başlayacağımı bile bilmiyorum... ama senin yaşadığın şeylerin sadece... bir halüsinasyon olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | أنا حتى لا أعرف كيف أصيغ هذا في كلمات ولكن أنا بدأت أعتقد أن ما حدث لك كان. ليس فقط مجرد هلوسة. |
Bir doğum günü partisine gitmek üzere güne başladım ve gideceğim. | Open Subtitles | أنا بدأت هذا اليوم مع حفل عيد ميلاد لأذهب إليه . و أنا ذاهب إليه |
Ben geçen Salı işe başladım. | Open Subtitles | أنا بدأت العمل هنا منذ الثلاثاء الماضي فقط |
İşe Chink'i sorgulamakla başladım! | Open Subtitles | أنا بدأت من الصفر و بحثت في اوليات القضيه |
Siz insanların hepsinin garip olduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | هذا للتأكيد ? أنا بدأت أعتقد أنك مثل البشر. |
Senden hoşlanmaya başladım Wes. Ama bu işi daha fazla zorlama. | Open Subtitles | أنا بدأت في حبك, لكن لن أستمر في فعل هذا بعد الأن |
Aslında oldukça iyi bir fikir olduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | في الواقع، أنا بدأت أعتقد كان فكرة ذكية جدا. |
Eğer onu kurtarman akılıca ise, senden... şüphelenmeye başlıyorum. Bundan sonrası zor olacak. | Open Subtitles | أنا بدأت أشك إذا كان من الحكمة انقاذه من الآن فصاعدا، سيكون غير محتمل |
Phil, artık senin gerçekten öyle bir adamın varlığına... inandığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | فييل، أنا بدأت إعتقد بأنّك تؤمن بوجود هذا الرجل |
Hayatıma başlıyorum, karmakarışık edemem. | Open Subtitles | أنا بدأت حياتي، لا أستطيع أن أفقدها ثانية |
Ama ona başka birine değer verdiğimden daha çok değer vermeye başlıyorum. | Open Subtitles | و لكن أنا بدأت أهتم به أكثر من أي شاب آخر |
İyi, onu anlayamadığımızı düşünmeye başlıyorum, Jake. | Open Subtitles | حسناً, أنا بدأت في التفكير بأننا لن ننجو, يا جايك |
Küçük yerlerden başlıyorum ama kimbilir nerelerin yolunu açar? | Open Subtitles | شفت, أنا بدأت فى حاجة صغيرة بس مين يعرف هأوصل لايه؟ |
Bu konuda bir şey bilmiyorum ama bu babalık işi hoşuma gitmeye başladı açıkçası. | Open Subtitles | لا أعرف شيئً عن هذا لكن سأكون صريحاً إن إبنك يبلي جيداً أنا بدأت أصبح كأب إنه رائع |
Bugüne doğum günü partisine katılmak için başlamıştım ve öyle yapacağım. | Open Subtitles | أنا بدأت هذا اليوم مع حفل عيد ميلاد لأذهب اليه وأنا ذاهب اليه |
Her ikisini de ben başlattım. | Open Subtitles | أنا بدأت كلاهما |