Fakat bilmeni isterim ki, eğer yanımda biri ile asılacaksam, bunun sen olduğundan dolayı mutluyum. | Open Subtitles | لكني أريد منك أن تعرف ، إذا كان يجب ان احصل على احد ليشنق بجانبي أنا سعيد أنه انت |
Hapis yattığı için çok mutluyum. O kadar kolay bırakmasınlar. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه يقضي وقتًا خلف القضبان و أتمنى ألا يطلقوا سراحه بسهولة |
Buraya gelip babasının yerin oturabileceğini düşündüğü için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه تمكن أن يأتي هنا على أنقاض الرجل الكبير |
Sonunda bunu yapabiliyor olmamıza çok sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه أتيح لنا الوقت لنفعل هذا |
Sadece onun zarar görmesine çok sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه الوحيد الذى أصيب هناك |
Sonunda birisini bulmuş olmasına çok sevindim. | Open Subtitles | و أنا سعيد أنه في النهاية وجد شخص ما |
Onu, bu klinik deney için getirtebildiginize çok memnun oldum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه أمكنكما ادخاله إلى تجربة الطبية |
Güzel, bir şeye adımın verilmesine memnun oldum. | Open Subtitles | آوه، جيد! أنا سعيد أنه تمت تسمية شيء باسمي |
Orada mikrofon olmadığı için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه لا يوجد ميكروفون هنا |
Orada mikrofon olmadığı için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه لا يوجد ميكروفون هنا |
O bizim düşmanımızdı öldüğü için mutluyum. | Open Subtitles | لقد كان عدونا و أنا سعيد أنه ميت. |
Benim tavsiyemi dinleyip biraz gevşediği için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه استمع إلى نصيحتي وبدأ "يفك" قليلاً |
Sen olduğun için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه أنت |
Hepimizin iyiliği için, bunun sen olduğuna çok sevindim. | Open Subtitles | للأجلنا جميعا أنا سعيد أنه كان لك |
Seni gördüğüme çok sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه أمكنكي المجيء. |
Amiralle tanışacağım için memnun oldum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه أدميرال |
Bunu yapmalarına memnun oldum. | Open Subtitles | أنا سعيد أنه فعل. |