| Sen bana neler döndüğünü söyleyene kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان حتى تخبرني ما يحدث. |
| Bir yere gitmiyorum, lütfen çık. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان، لذا أرجوكِ اخرجي. |
| Bir daha ona gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إليها ثانية أنه تدعوا ذلك العناية بأظافرها |
| Üniversiteye gitmeyeceğim. Artık beyzbol da oynamıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى جامعة أنا لن ألعب البيسبول بعد الآن |
| Yüksek desibelde sorunum varsa, operaya gitmem, olur biter. | Open Subtitles | أنا أسمع جيداً، لذا أنا ضعيف إلى حد ما في الوحدات الصوتية العالية ، أنا لن أذهب إلى الأوبرا |
| Yalnız gitmek istemiyorum. Hâlâ sarsılmış durumdayım. | Open Subtitles | أنا لن أذهب بمفردى أنا مازلت هشه |
| Bir yere gitmiyorum, buna alış. Burada kalıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب لأى مكان, لذا إعتد على ذلك, سأظل هنا |
| - Bir yere gitmiyorum. Buradayım. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان سأكون هنا بإنتظار قطار الروح |
| Lanet olsun, birader, bu halde hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | اللعنة يا اخى أنا لن أذهب الى اى مكان بهذا الشكل |
| Maria, hiç bir yere gitmiyorum, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ماريا .. أنا لن أذهب لأي مكان وانت تعلمين ذلك |
| Neye ihtiyacın varsa. Hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أياً كان ما تريدين أنا لن أذهب إلى أي مكان |
| Burada neler döndüğünü anlatana kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان حتى تخبرني ماذا يجري في هذا السد |
| Hiçbir yere gitmiyorum. Çünkü bu işi mahvetmeye hiç niyetim yok | Open Subtitles | أنا لن أذهب من هنا لأني لن أضيع هذه الفرصة من يدي |
| Hiçbir yere gitmiyorum çünkü bu işi batırmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أذهب من هنا لأني لن أضيع هذه الفرصة من يدي |
| Bitmiştir, baloya seninle gitmiyorum. | Open Subtitles | ذلك يكفي. أنا لن أذهب إلى حفلة الرقص معك |
| Hiçbir yere gitmiyorum. Bu iş için okadar para saydım. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى أي مكان لقد دفعت الكثير مِن الفواتير هنا |
| - Folsom'a gitmeyeceğim. - Ne diyebilirim ki. | Open Subtitles | أنا لن أذهب الى سجن فولسوم ماذا يمكن أن أقول لك؟ |
| gitmeyeceğim. Neden benim yerime sen gelmiyorsun? | Open Subtitles | أنا لن أذهب لماذا لا تأتي هنا بدلا من ذلك؟ |
| Gerçeği kabullenelim. Üniversiteye gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أعني، دعينا نواجه الأمر أنا لن أذهب إلى الكليّة |
| Bu adamın verdiği parayla, hiçbir yere gitmem. | Open Subtitles | ومن أجل ما دفع الرجل، أنا لن أذهب لأي مكان. |
| Sana söyledim, bu filme seninle gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | قلت أنا لن أذهب معك لهذا الفيلم |
| Orada gelmeyeceğim! | Open Subtitles | لشراء ثياب من نفس المتجر - أنا لن أذهب إلى هناك - |
| 40 kiloluk çocuk benim kalkanım olacak. Ben gelmiyorum... | Open Subtitles | فتى وزنه 90 باونداً هو درعي الإنساني أنا لن أذهب... |