Eğer soygunlardan bahsediyorsan ona bir şey anlatmaya hiç niyetim yok. | Open Subtitles | إذا تعني حول السرقات أنا ليس لي نية إخبارها أي شئ |
Tabii Kaliforniya'dan hiç ayrılmadım ama arada bir anneme gitmediğim yerleri gösteriyorum. | Open Subtitles | أنا أبدا في الحقيقة جنوب كاليفورنيا اليسرى، لكنّي يك لتشويف أمّي كلّ الأماكن أنا ليس لي حقا إلى. |
Karının ne sevdiği hakkında hiç bir fikrim yok. | Open Subtitles | أنا ليس لي فكرة بماذا تفضل زوجتك |
"Ruhsal sıkıntılara karşı saygım yok, bu yüzden ağlayarak bana gelmeyin. | Open Subtitles | أنا ليس لي إحترام للمعاناة العقلية كذلك لا تأتي للرثاء لي |
"Ruhsal sıkıntılara karşı saygım yok, bu yüzden ağlayarak bana gelmeyin. | Open Subtitles | أنا ليس لي إحترام للمعاناة العقلية كذلك لا تأتي للرثاء لي |
Bak, Benim bir ailem yok... ve senin dostun olmak beni mutlu ediyor, hepsi bu. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لأرد به جمائلك حسناً ، أنا ليس لي أسرة ويسعدني أن أكون صديقاً لك ، هذا هو كل ما في الأمر |
Her türlü işi yaparlar. Benim pek alakam yok. | Open Subtitles | كل أنواع الأشياء أتعرفين ، أنا ليس لي شأن بعملهما |
Hayatımda hiç doğum yaptırmadım. | Open Subtitles | - أنا ليس لي الطفل الرضيع المسلّم. حسنا، أنا أبدا ما كان عندي واحد. |
Sizinle, sorularınızla veya şovunuzla hiç ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | أنا ليس لي إهتمام فيك، أسئلتك أو معرضك. |
Bugüne kadar hiç pantomimci görmemiştim. | Open Subtitles | أنا ليس لي ما إجتمع التمثيلية الصامتة. |
Kurşun kalıp, dokulara zarar verir mi hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا ليس لي فكرة إذا التقدّم مساومة epithelials. |
Bu ifadeyi daha önce hiç duymamıştım. | Open Subtitles | أنا ليس لي مسموع هذا التعبير قبل ذلك. |
Aşk deneyimim yok, bunu kastediyorsanız. | Open Subtitles | أنا ليس لي تجربة غرامية لو أن هذا ما تعني |
Teşekkürler Bay Ferguson. Başka sorum yok. | Open Subtitles | شكراً لك يا سيد فيرجسون أنا ليس لي أسئلة أخرى |
Başka sorum yok. Teşekkürler peder. | Open Subtitles | أنا ليس لي أسئلة أخرى شكراً لك ايها الأب |
Sana söyledim. Her şeyi eski haline nasıl getireceğim konusunda hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | أخبرك، أنا ليس لي الفكرة كيف تغيّر الأشياء تدعم. |
Saçma göründüğünü biliyorum ama söyleyecek başka kimsem yok. | Open Subtitles | أعرف كم تلك الأصوات. أنا ليس لي واحد ما عدا ذلك لقوله إلى. |
İşin bu kısmıyla Benim kesinlikle alakam yok. | Open Subtitles | أنا ليس لي أي علاقة بالمرة بعملية البيع هذه |
Benim sözüm geçmez. Eğer iş istiyorsan... | Open Subtitles | أنا ليس لي أي شئ لاقوله إذا تريد حزء في عملِه، لماذا... |