Ama... Evliliği hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لَكنِّي أنا لَيْسَ لِي زواج مُعتَبَر حتى. |
İkincisi, bana hiç güvenin yok. | Open Subtitles | في المركز الأول، أنا لَيْسَ لِي خطيبةُ أخرى. |
Hayatımda hiç bu kadar sıcak, insanın ruhunu besleyen, özgeci bir kadın görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي معروفُ a إمرأة دافئة جداً، يَربّي لذا، غير أناني جداً. |
Dediklerinizden hiçbir şey anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي فكرةُ الذي أنت تَتحدّثُ عنه. |
Zaten bu konu hakkında konuşacağımı gerçekten bilmiyorum. Hayır mı? | Open Subtitles | وأنا أنا لَيْسَ لِي إخترتُ ثانيةً موضوعي. |
hiç bu kadar çok baykuş sesi duymamıştım. | Open Subtitles | السيد المسيح، أنا لَيْسَ لِي مسموعُ العديد من البومِ الداعرِ. |
Bu güne kadar hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmadım. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا لَيْسَ لِي الخائب الأمل أي واحد قبل ذلك، |
Yemek,hediye,süs hiç bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تُساعدَني. أنا لَيْسَ لِي غذاءُ، لا حسناتَ، لا زينةَ. |
Seninkisi gibi bir adaleti hiç bu kadar istememiştim. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي مطلوبُ ذلك النوعِ عدالةِ قبل ذلك. |
Kendime hiç ilgi duymuyorum. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي إهتمامُ في نفسي. |
Daha önce hiç hindi pişirmedim ama tarifi var. | Open Subtitles | أوه، حَسناً، أنا لَيْسَ لِي مطبوخُ a ديك رومي قبل ذلك، لكن الوصفةَ هنا. |
hiç hoş değil dostum. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي إحترامُ لذلك، رجل. |
Bu ismi hiç duymadım. Daphyllis mi? | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي مسموعُ ذلك الاسمِ. |
Susan Hodap'le hiç cinsel ilişkiye girmedin mi? | Open Subtitles | أنت أبداً مَا كَانَ عِنْدَكَ الإتّصال الجنسي مَع سوزان Hodap؟ أخبرتُك، أنا لَيْسَ لِي قابلَها حتى. |
hiç öyle bir şey duymamıştım. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي المسموع الذي واحد. |
Daha önce onun hiç "tık tık" dediğini bile duymadım. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي مسموعُ عندما يَقُولُ، "دقة دقةِ." |
Değerlendirme komitesinde hiçbir söz hakkım yok. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي علاقة بلجنةِ التقييمَ |
Söylediğin şey hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي فكرةُ بأَنْك فقط قُلتَ. |
- hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي فكرةُ حيث أنَّ أَبّ. |
Nedir kanıt? Suçüstü yakalamaya yakın bir şey, bilmiyorum. | Open Subtitles | بلا في الحقيقة مَسْكهم متلبّس بالجريمة، أنا لَيْسَ لِي فكرةُ. |
Elbette ipekten gres yağı lekesi nasıl çıkarılır bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لَيْسَ لِي فكرةُ الذي تَستعملُ لإبْعاد دهن مصعدِ عن الحريرِ. |
Ama neden geç kaldığımı nasıl açıklarım, bilmiyorum. | Open Subtitles | مع ذلك كَيفَ أنا سَأُوضّحُ تأخّرَي، أنا لَيْسَ لِي فكرةُ. |