Neredeyse üç senedir buradayım, benim bulunduğum yerde osurmamıştın bile. | Open Subtitles | أنا هُنا منذُ ثلاثة سنوات و لَم تكترِث بي أبداً |
Korkak olduğun için bu cesetleri asla taşıyamayacağını söylemek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هُنا لأخبرك أنّك لن تحرك تلك الجثث مطلقًا لأنك جبان |
Tartışmayı cesaretlendirmek için buradayım, dinlemek, hislerinizi aydınlatmak için. | Open Subtitles | أنا هُنا ببساطَة لأُشجِعَ على النِقاش للاستماع. للمُساعدَة في توضيحِ مشاعِرِكُم |
Sizinle ayaklanmayı görüşmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هُنا لمُقابلتَكَ بخصوص أعمال الشَغَب |
Leo'yu görmeye geldim... Müdürü, iş başvurusu için. | Open Subtitles | أنا هُنا لرؤية ليو، الآمِر حولَ تقديمي لوظيفَة هُنا |
Bende bu yüzden buradayım... Görgüsüzlüğümü telafi etmek için. | Open Subtitles | حسناً، لهذا أنا هُنا لأُعَوِّض عَن قِلَة تَهذيبي |
Cyril kâbuslarından kurtulsun diye buradayım, o kadar. | Open Subtitles | حسناً، أنا هُنا لأشفي سيريل مِن كوابيسِهِ، هذا كلُ شيء |
buradayım, çünkü son birkaç gündür seni düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا هُنا لأنّي كنتُ أفكّر بشأنك في الأيام الفائتة. |
Ben önemsiyorum ve buradayım. | Open Subtitles | هذا أنا، الشخص الذي مازال يهتم، أنا هُنا. |
Şansını onlardan ya da benden yana kullanabilirsin. Ama şu an ben buradayım, onlar değil. | Open Subtitles | بأمكانِكَ أن تأخذُ فرصتكَ معهُم أو معي لكن الأن أنا هُنا و هم لا |
Bedava turtamı almak için buradayım, bedava olan ve karşılığında bir şey gerekmeyen. | Open Subtitles | أنا هُنا لأطالب بفطيرتي المجانية التي ستكونُ مجانية ولا تتطلب نقاش |
Sizi ve ruh hâlinizi değerlendirerek bugün olanların iç yüzünü öğrenmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هُنا لتقييم حالتك، و حالتك العقليّه. حاول أن تتذكر قليلاً مّما حدث اليوم. |
Ben kanun kaçağı değilim. Oğullarım için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست بِخارِجٍ عن القانون أنا هُنا من أجلِ أولادي فحسب |
Ben buradayım. Tam şu nefis kaburgaların yanında. | Open Subtitles | أنا هُنا تماماً لإتناول هذا الضلع الجيد اللذيذ. |
Yerel ölümleri ve nedenlerini araştırmak üzere buradayım. | Open Subtitles | حسناً أنا هُنا لتحقيق في الوفِيات المحلية. |
- İşte buradayım. - Bu şekilde olmuyor işte. | Open Subtitles | ـ أنا هُنا الآن أمامكِ ـ الأمر لا يكون هكذا |
Ben Warren Backman ve buraya seni değerlendirmek için geldim. | Open Subtitles | أنا وارِن باكمان، و أنا هُنا لكي أبَدأً تَقييمي |
Buraya Union Pacific Demiryolları'na tahsis edilmiş ödeneklerden kişisel amaçlarından neticesinde zimmetine para geçirmenin beni hayli ilgilendirdiğini ve kaygılandırdığını söylemeye geldim. | Open Subtitles | أنا هُنا لكي أُخبركَ بأنّ سرقة أموال السكّة الحديديّة للمضاربة الشخصيّة هذا من شأني |
Ateşin Kalbi yakutunu geri götürmeye geldim. | Open Subtitles | جيد ، أنا هُنا لأعيد القلب المصنوع من الياقوت |
Bir şey olmayacak Ben burada seninleyim... - ...kafanın içindeyim. | Open Subtitles | ستكونين على ما يُرام، أنا هُنا معكِ في داخل رأسكِ. |
Yeneğim Milhouse'ın bana ihtiyacı var ve ben onun için burdayım. | Open Subtitles | ،و الآن، ابن أخي بحاجة إلي و أنا هُنا لأجله |
Alexandra ile birlikteyim. Onu ben aradım. | Open Subtitles | أنا هُنا مع (أليكساندرا) أجل، إتصلتُ بها. |