Ondan sonra, Annem ve ben bu olayı asla konuşmadık. | Open Subtitles | بعد هذا .. أذكر أن أنا وأمي تحدثنا بهذا الأمر |
Annem ve ben yunusları severdik... bu bizim birlikte... paylaştığımız birşeydi. | Open Subtitles | أنا وأمي كلانا نعشق الدلافين لذا فهذا كان شيئا مشتركا بيننا |
Diğer çalışanları gönderdiler, yani sadece Annem ve ben çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد صرفنا كل العمّال أنا وأمي فقط من نعمل هنا |
annemle ben biraz muhabbet ettik. | Open Subtitles | كما ترين ، أنا وأمي لقد كان لدينا حديث من القلب للقلب |
Eğer annemle ben birbirimize yabancı olsaydık, eminim anlaşabilirdik. | Open Subtitles | لو كنا أنا وأمي غريبَين, أنا واثق من علاقتنا ستتقدم. |
Ayrılırken ben ve annem birbirimize bağırıyorduk. | Open Subtitles | عندما هممت بالرحيل أنا وأمي كنا نصرخ على بعضنا وقد وجدتْ وقتاً |
5 yıl önce Annem ve ben Chau Doc'a geri döndük. | TED | قبل خمس سنوات ذهبت أنا وأمي الى تشاو دوك. |
Veya şimdi bulduğum otobiyografime başlık olarak koyacağım bir cümle var ki... çok hoşuma gitti: "Annem ve ben aynı herifle yattık." | Open Subtitles | أو هذا هو عنوان سيرتي الجديد والمفضل لديّ أنا وأمي ضاجعنا الصاح ذاته |
Annem ve ben 4.sınıftan beri beraber şarkı söylüyoruz ve bu bizi daha yakın yaptı. Seymour! | Open Subtitles | أنا وأمي نغني معاً مذ كنت في الصف الرابع ، وقد قرب ذلك بيننا |
Ben küçükken, Annem ve ben arkadaş gibiydik. | Open Subtitles | عندما كنتُ صغيراً, كنتُ أنا وأمي مثل صديقين. |
Ben küçükken, evimizde klima yoktu o yüzden yazın, Annem ve ben serinlemek için müzelere giderdik. | Open Subtitles | تعلمين, عندما كنتُ صغيرة لم يكن لدينا تكييف في المنزل لهذا في الصيف أنا وأمي نذهب إلى المتاحف لنتبرد |
Aslında Annem ve ben hiç Şükran Günü kutlamadık. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا وأمي لم نكن نحتفل بعيد الشكر |
Annem ve ben bu aralar deli gibi kitap okuyoruz. | Open Subtitles | على الأرجح بصوت مرتفع أنا وأمي كنا نقرأ بعض الكتب مؤخراً |
Annem ve ben para kazanmak için başka ne yapabiliriz ki? | Open Subtitles | ما الذي سأفعله أنا وأمي غير ذلك لتوفير المال؟ |
Bilirsiniz, Annem ve ben, annemin arkadaşının evine bazı kutuları taşıyoruz, ve o evde değil. | Open Subtitles | أتعلم أنا وأمي نسلم بعض الصناديق لصديقة لها وهي ليست في المنزل |
Senin yerinde annemle ben olsaydık yemeğe kadar birbirimizi boğazlardık. | Open Subtitles | لو كنتُ أنا وأمي ربما سيكون الأمر سفكاً للدماءن في وقت الغداء |
Birçok kez annemle ben, babamı ayıltmaya çalışırdık. | Open Subtitles | تحتم عليّ أنا وأمي فعل ذلك مع والدي العديد من المرات الكثيرة |
annemle ben Lucifer ile kötü hatta utanç verici bir karşılaşma yaşadık. | Open Subtitles | أنا وأمي واجهتنا عقبة محرجة أثناء مواجهة لوسيفر. |
Babam elinden geleni yaptı ama o öldüğünde, ben ve annem... | Open Subtitles | فعل أبي كل ما يستطيعه ليبقنا معا لكن عندما فعل ذلك، أنا وأمي |
Yaklaşık 1 yıl önce, ben ve annem bir ev kiraladık | Open Subtitles | قبل سنة أنا وأمي إستأجرنا منزل |
Küçükken bunu okurduk hep annemle. | Open Subtitles | أنا وأمي قرأنا هذا في صغري |
Çocukken Annemle birlikte babamı ziyaret etmeye gitmiştik. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا، حيث ذهبنا أنا وأمي لرؤية أبي |
Bugün, babam annemle beni küvette yakaladı. Sanırım bahçıvanlık işimi kaybedebilirim. | Open Subtitles | واليوم دخل أبى ليجدني أنا وأمي فى البانيو |
Ki kızınla tartıştığını duyduğumda buldum. Tıpkı annemle bana benziyorsunuz. | Open Subtitles | عندما استمعت إلى مناقشتكِ أنتِ وابنتكِ كلاكنا تبدينا مثلي أنا وأمي |