"أنتظرها" - Translation from Arabic to Turkish

• bekliyorum
• beklediğim
• bekliyordum
• bekledim
• beklemek
• beklememi
• beklemem
• beklerdim

- Buraya gelmesini söyle. - Aradım, geri dönmesini bekliyorum.
ـ أحضرها إلى هُنا ـ أنا أنتظرها لكى تُعيد محادثتى

Burda onu bekliyorum ve bacaklarım karıncalanmaya başladı.
أنا أنتظرها, وأبدأ بوضع الدبابيس والإبر في قدمي.

Bütün hayatım boyunca beklediğim hafta sonu için hazır mısın?
أأنت جاهز لعطلة نهاية الأسبوع التي كنت أنتظرها طوال حياتي ؟

Aydınlık'ın vekil liderinden duymayı beklediğim tonlama bu değildi.
ليست النبرة التي كنت أنتظرها من قائد المنيرين

Dersinizi bozduğum için kusura bakmayın. Gerçekten dört gözle bekliyordum.
آسف لأنني أفسدت محاضرتكما لقد كنت أنتظرها بفارغ الصبر

Anahtarı vardı, içeri girdi. Ben de dışarıda bekledim.
لقد كانت تملك المفتاح، دخلت هي وأنا بقيت أنتظرها في الخارج

Yani, kız arkadaş ile sinema gecesi sonra onun yatmasını beklemek.
أتعلمون ، في الليل أشاهد فيلم مع صديقتي ثم أنتظرها لتخلد للنوم

Kaybolursam plastik kutuların olduğu yerde beklememi söylemişti.
لقد قالت بأن أنتظرها بجانب الصناديق البلاستيكية إذا تهت!

Ben de umuyorum. Ben de onu bekliyorum.
أوَتعلم، أنا أيضاً آمل هذا، فإنّي كذلك أنتظرها.

Bilmem. Hala öyle bir şey olmasını bekliyorum.
لا أعلم، أنا لازلت أنتظرها لتفعل

Biraz daha alışmayı bekliyorum.
أتعلمين , أنا فقط أنتظرها حتى تهدأ

Bütün gün eve dönmesini bekliyorum.
كنت أنتظرها طوال اليوم لتعود للبيت

Yıllardan beri beklediğim hatta hayalini kurduğum dava bu.
هذه القضية التى كنتُ أنتظرها. التى كنتُ أحلم بها.

beklediğim hediye buna değer.
الهدية التي أنتظرها تستحق ذلك.

Sen, tüm hayatım boyunca beklediğim kadınsın.
أنت المرأة التي كنت أنتظرها طوال حياتي

Sağol, Karen. Uzun zamandır bekliyordum.
شكرا يا كارين، لقد كنت أنتظرها منذ فترة

Geneviève'yi görür görmez, anladım ki ben, onun için bekliyordum.
(منذ أن رأيت (جينيفيف علمت بأني كنت أنتظرها

Uzun süre pencerede bekledim. Kursa gelmedi.
، كنت أنتظرها بالنافذة كعادتى . لكن فى أحد الأيام لم تأتى

"Bir yıl, tek bir anı beklemek için çok uzun bir süre."
"إنها مدة طويلة أنتظرها لأجل لحظة واحدة"

Bana beklememi söyledi.
أخبرتني أن أنتظرها

20 dakika içinde biriyle buluşmam gerekiyor ve benim onu beklemem hoşuna gidiyor.
يفترض بي أن أقابل أحدهم بغضون 20 دقيقة وهي تحب أن أنتظرها.

- Hayır, çok güzel. Dostum, sana söyleyeyim, onun için burada 15 saat beklerdim.
سأعترف لك يا رجل أنني كنت أنتظرها لوقتٍ طويل.