Fakat bunu Sen kendin de söyledin, tabutta sahte paradan başka birşey yoktu. | Open Subtitles | ولكن أنت بنفسك قت بأنه لا يوجد شيء سوى المال المزيف في الصندوق |
Sen kendin de tecrübe ettin, Hastings. Tamamen imkansız. | Open Subtitles | كما قمت أنت بنفسك بتجربة ذلك، فالأمر مستحيل تماماً |
Sen kendin... korku salan 'Yıkımın Gözlerine' sahipsin. | Open Subtitles | ..أنت بنفسك. تمتلكين الفن المفزع ' عيون الدمارِ'. |
Travmanın, amneziye neden olabileceğini siz kendiniz söylediniz. Evet öyle. | Open Subtitles | أنت بنفسك قلت أن هناك صدمةً قد سببت فقدان ذاكرته |
siz kendiniz demiştiniz ki, gezegenin yüzeyindeki en keskin zekâlı insanlardan bazılarıyla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | أنت بنفسك تقولين بانهم من أكثر المخلوقات ذكاءً على الكوكب |
Sen kendin söyledin bunun şuana kadar karşılaştığın fon arttırma durumu olduğunu. | Open Subtitles | أنت بنفسك قلتِ بأن ما نمر به يعتبر من أصعب الأوقات التي مرت بك لجمع التبرعات |
Sen kendin anlattın, telefon talimatlarını yerine getirdiğin herkimse bu, | Open Subtitles | أنت بنفسك أبلغتني ،أن هذا الإرهابي من كنت تشاركيه خطة ،الهاتف الخلوي كما يبدو |
Sen kendin, bu sorunun cevabısın! | Open Subtitles | أنت بنفسك الجواب على هذا السؤال |
Sen kendin çocuğun bir hödük olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أنت بنفسك قلت أن الفتى ساذج. |
Şey siz kendiniz ona özel ilgi gösteriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت بنفسك خصصت للصبي معاملة خاصة |
siz kendiniz, Bayan Keating'in, kendi tanığınızın, yalancı olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | (أنت بنفسك إقترحتي أن السيدة (كيتنغ شاهدتك كانت كاذبة |
Adamın iki yıldır kimseyi öldürmediğini kendiniz söylediniz. | Open Subtitles | أنت بنفسك أقررت أن الرجل لم يقتل أحداً منذ عامين |