"أنت تأخذ" - Translation from Arabic to Turkish

    • alıyorsun
        
    • alıyorsunuz
        
    • algılıyorsun
        
    • götürüyorsun
        
    Biliyorsun ki, oldukça hastasın ve bu hikayeyi oldukça ciddiye alıyorsun. Open Subtitles تعلم أنك مريض جدا و أنت تأخذ هذه القصه بجديه شديده
    Bu öğleden sonra ödülümü aldım, ese, ve şimdi sen kendininkini alıyorsun. Open Subtitles في هذا الزوال أخذت جائزتي يا صاح, و الآن أنت تأخذ جائزتك
    Bir dakika. Bunu kişisel alıyorsun galiba? Open Subtitles إنتظر لحظة, أنت تأخذ هذا على محمل شخصي, اليس كذلك ؟
    Ve herşeyi gayet iyi ayarlamıştık, ve siz şimdi arabayı alıyorsunuz. Open Subtitles و رتبنا كل شيء لهذا بشكل رائع والآن أنت تأخذ السيارة
    Hayatım, her şeyi çok kişisel algılıyorsun. Open Subtitles اوه , عزيزي , أنت تأخذ جميع الأمور بصفة شخصية
    Bölüm sorumlularını yanında götürüyorsun. Allah bilir onlar da kimleri götürüyordur yanlarında? Open Subtitles أنت تأخذ مدراء الأقسام.
    Herhangi birinin tavsiyesini sadece fazla ciddiye alıyorsun! Open Subtitles نحن يجب أن نرسله إلى هناك أنت تأخذ فقط بأي شخص لتقديم النصيجة بجدية
    Önce oğlumu öldürdün, şimdi de kızımı benden alıyorsun. Open Subtitles سبقاً تسببت في مقتل إبني و الآن أنت تأخذ إبنتي
    Barikatları geçmek için rozetimi ve arabamı alıyorsun galiba. Open Subtitles أنت تأخذ شارتي وسيارتي للأجتياز حواجز طرق
    Harika yani çılgın birinden emir alıyorsun. Open Subtitles عظيم, إذًا أنت تأخذ الأوامر من رجل مجنون
    Bu dalga için ilaç alıyorsun, değil mi? Open Subtitles أنت تأخذ الدواء لذلك الشيء، صحيح؟
    Vuruşlarımın yarısını alıyorsun. Open Subtitles لا أعرف، أنت تأخذ نصف مضاربي بعيداً
    Ve ilk maaşımı sen alıyorsun. Open Subtitles و ها أنت تأخذ لتوك دفعتي الأولى
    Böyle yaparak, yapmadığın şeylerin sorumluluğunu alıyorsun. Open Subtitles أنت تأخذ مسؤولية أشياء لم تفعلها حتى
    Sen şişeyi alıyorsun ve ben de bardağı alıyorum. Open Subtitles أنت تأخذ الزجاجة, وانا أخذ الكأس.
    - Aşırı miktarda kan alıyorsun. Open Subtitles أنت تأخذ الكثير من الدماء بعيدا
    Her şeyi gayet iyi ayarlamıştık, siz şimdi arabayı alıyorsunuz. Open Subtitles و رتبنا كل شيء لهذا بشكل رائع والآن أنت تأخذ السيارة
    Beyaz ustabaşılardan biri öne çıkmış ve demiş ki, "Bu bölgede, bu sektörde çalışan işçilerin iki katı fazla maaş alıyorsunuz ve bizim de çalışma tarzımız budur. TED أحد العمال البيض المشرفين تقدم وقال , أنت تأخذ ضعف أجرة العمال الآخرين في هذا المصنع في هذه المنطقة وهذه هي الطريقة التي نؤدي بها أعمالنا .
    Bu sağdıçIık işini epey ciddiye alıyorsunuz. Open Subtitles أنت تأخذ موضوع الأشبين هذا بجدية خطيرة
    Tüm bunları kişisel algılıyorsun. Open Subtitles أنت تأخذ الموضوع على المحمل الشخصي.
    Bunu tamamen anlamının dışında algılıyorsun. Open Subtitles أنت تأخذ حيزا من هذا السياق
    İşte sorun bu. Tüm bunları kişisel algılıyorsun. Open Subtitles أنت تأخذ كل هذا شخصياً جداً.
    Kahretsin Schmidt. Sürekli buradan eşyalarımızı götürüyorsun. Open Subtitles تبا (شميت) أنت هنا طوال الوقت ، و أنت تأخذ أغراضنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more