Sanki yarın bir şey kalmıyacak gibi yiyorsun. | Open Subtitles | المفروض أنك بطل ، أنت تأكل و كأنه لا يوجد غد ، هكذا هو استمر |
Biftek yanında biftek mi yiyorsun? | Open Subtitles | إذن أنت تأكل شريحة لحم مع طبق جانبي شريحة لحم أيضاً؟ |
Kırmızı et istemiyorum ama yiyorsun. Bu hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لا أريد اللحوم الحمراء أنت تأكل اللحوم الحمراء، أنا لا أحبها |
Nick, komiksin. 7 yaşındaki oğlumdan daha beter yiyorsun. | Open Subtitles | نيك .. أنت مضحك.. أنت تأكل أسوأ من إبني الذي يبلغ7من العمر |
Kıpırdarsan kalan bütün hayatın boyunca kamışla yemek yersin. | Open Subtitles | إجرؤ على الحركة و ستقضي ما تبقى من حياتك و أنت تأكل وجبات الطعام مستخدماً أغصان الأشجار |
Kekleri baban gibi yiyorsun. İşte burada, tatlım. | Open Subtitles | أنت تأكل كيك بالكوب مثل والدك هنا يا صغيري |
Kekleri baban gibi yiyorsun. İşte burada, tatlım. | Open Subtitles | أنت تأكل كيك بالكوب مثل والدك هنا يا صغيري |
Kabullen bunu.. Nerdeyse 400 yıldır omlet yiyorsun.. | Open Subtitles | واجهه، أنت تأكل البيض المقلي الآن قرابة 400 سنة |
Sinekleri, örümcekleri yiyorsun. Peki bu nedir? | Open Subtitles | أنت تأكل الذباب والخنافس والعناكب أما هذه فتبصقها؟ |
Koşu bandında çikolata mı yiyorsun? Hatta iki tane mi? | Open Subtitles | أنت تأكل لوح من الشيكولاتة وأنت على المستوى الثانى |
Baba, çok fazla yiyorsun. Sağlığın için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أبي، أنت تأكل كثيرًا إنّي قلقة بشأن صحتك |
Çok hızlı yiyorsun, miden ağrıyacak. | Open Subtitles | أنت تأكل بسرعة كبيرة، و كنت ستعمل الحصول على وجع البطن. |
Senin gibi yemeğin zevkini çıkaran biri için yemeği son derece hızlı yiyorsun. | Open Subtitles | أنت تأكل بشكل سريع جدًا بالنسبة لشخص يستمتع في طعامه بقدرك |
Teşekkürler yemek polisi. Sen her gün yiyorsun. | Open Subtitles | شكراً لك يا شرطي الطعام، أنت تأكل كل يوم |
Hayatının sportif/cinsel anlamda zirvesindesin ve böyle uyduruk şeyler yiyorsun. | Open Subtitles | انظر إلى نفسك,أنت الآن مراهق... في بداية نشاطه و حياته الجنسية... و أنت تأكل فضلات مثل هذه... |
Çok kırmızı et yiyorsun. | Open Subtitles | أنت تأكل كثيراً من اللحم الاحمر |
-Benim özel diyetetik öğle yemeğimi yiyorsun. | Open Subtitles | أنت تأكل غداء الحمية الخاص بي. |
Homie, sen açlık grevi yapmaya dayanamazsın. Dişlerini fırçalarken bile yemek yiyorsun. | Open Subtitles | (هومي) ، لا يمكنك الإضراب عن الطعام أنت تأكل بينما تنظف أسنانك |
Sebzelerden nefret edersin, sadece fasulye yersin. | Open Subtitles | أنت تكره الخضروات أنت تأكل الكائنات البشرية فقط |
Kahvaltı diye köpek boku yersin sen, mal. | Open Subtitles | أنت تأكل فضلات الكلاب فى الإفطار |
Sen stresli olduğunda yemek yersin, ben koşarım. | Open Subtitles | عندما تكون مجهداً أنت تأكل أنا أركض |