"أنت تجلس" - Translation from Arabic to Turkish

    • oturuyorsun
        
    • oturup
        
    • oturuyorsunuz
        
    • oturmuş
        
    • oturuyordun
        
    Saatlerdir aynı yerde oturuyorsun. Kalkar mısın lütfen? Open Subtitles أنت تجلس في هذا المكان لساعات، هل ستتحرك؟
    Açıkça konuşmalısın. Yuvarlak Masa'da oturuyorsun. Open Subtitles يجب أن تعبر عما في قلبك, أنت تجلس بالطاولة الدائرية
    Öyle mi? Şok oldum şimdi çünkü onun ofisinde dikiliyorum, sen de onun koltuğunda oturuyorsun. Open Subtitles أنا مصدوم لأنني أقف في مكتبه و أنت تجلس في كرسيه
    Oyunun gayesi sen orada oturup, bize bahçe temizletmek mi? Open Subtitles لم علينا أن نجمع الأوراق من مرجتك بينما أنت تجلس هناك فقط
    Ve orada otururken, onun odasında, onu izlerken, onu bir televizyon ekranından izlemiyorsunuz, onu bir pencereden izlemiyorsunuz, orada onunla oturuyorsunuz. TED وعندما تراها جالسة هكذا في غرفتها، أنت لا تراها ضمن شاشة التلفاز لا تراها من خلال نافذة، أنت تجلس معها حقيقة
    Biliyor musun, burada oturmuş, hayat hakkında sınırsız konuşuyorsun... ..kuralları yıkmaktan bahsediyorsun. Open Subtitles أنت تجلس هنا وتتحدث عن الحياة بدون حدود أنت تعلم وتكسر القواعد
    Öyle mi? Şok oldum şimdi çünkü onun ofisinde dikiliyorum, sen de onun koltuğunda oturuyorsun. Open Subtitles أنا مصدوم لأنني أقف في مكتبه و أنت تجلس في كرسيه
    Her gece her gece burda oturuyorsun, seni önemseyen, beni ve herşeyi unutuyorsun. Open Subtitles أنت تجلس هنا كل يوم وتنساني وتنسى كل شيء مهم لك
    Buzdolabının altında oturuyorsun. Neyin var senin? Open Subtitles حسناً، أنت تجلس أسفل الثلاجة ماذا جرى لك؟
    Bana en son yardım edişinde kovuldun ve de şimdi, biraz ürkütücü ve sapık biri izlenimi yaratarak burada, Nehir Kenarı sahasında oturuyorsun. Open Subtitles آخر مرة ساعدتني بها, تم فصلك من العمل والآن أنت تجلس هنا في ملعب النهر تبدوا مخيف نوعاً ما وملاحق
    Sandalyeye bağlı oturuyorsun ben de elimde silah tutuyorum. Open Subtitles إذاً أنت تجلس مقيداً لمقعد و أنا أقف و مسدس بيدي
    Yanımda oturuyorsun, iyi geçmiş herhalde. Open Subtitles ها أنت تجلس بجانبي لذا أظن أن المهمة جرت بشكل جيد
    Arka koltukta oturuyorsun, yavrum. Open Subtitles لما تربط حزام الأمان حتى؟ أنت تجلس في المقعد الخلفي يا طفل
    Her hafta sadece sessizce o koltukta oturuyorsun. Open Subtitles أنت تجلس صامتًا على هذه الأريكة كل إسبوع
    Bu arada sen burada oturuyorsun ve yürüyemiyor musun? Open Subtitles وفي هذا الوقت، أنت تجلس هنا ولا تستطيع المشي حتى؟
    Bütün gün hücrede oturup takvime bakıyorsun. Open Subtitles أنت تجلس في زنزانه تحدق طوال اليوم في التقويم
    Burada oturup bu konularda uzmanmış gibi davranıyorsun. Open Subtitles أنت تجلس هنا محاولاً التظاهر بأنك الخبير في كل هذا
    Her gece, evde bir başınıza oturuyorsunuz etrafınız dosyalar ve ölü insanların resimleriyle çevrilmiş. Open Subtitles أنت تجلس فى المنزل ليلاً ، كل ليلة وحيداً مُحاط بالملفات وصور لأشخاص موتى
    Bu küçük sümüklü okulunuzda fazladan ısıtıcı fanlarına çaresizce ihtiyacınız olarak oturuyorsunuz birbirlerine ölümcül düşman gibi davranan korkunç çocuklar yetiştiriyorsunuz. Open Subtitles أنت تجلس هنا في مدرستك الصغير المتعجرفة في الحاجة المستمينة .. لبعض النقاشات الساخنة وأنت تقوم بتربية أطفال فظيعين الذين يعالجون بعضهم البعض مثل الأعداء الهالكين
    Burada aklının almayacağı bir gücü kontrol altına almak için oturmuş plan yapıyorsun. Open Subtitles أنت تجلس هنا وتقوم بعمل تخطيط للسيطرة على القوة التي تتعدى فهمك
    Afedersin, sen burada mı oturuyordun? Open Subtitles أوه , أنا آسف , هل أنت تجلس هنا الآن ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more