Samimiyetin ile ilgili bir şüphem yok, ama ardında bir felaket taşıyorsun | Open Subtitles | أنا لا أشكك في إخلاصك و لكن أنت تحملين الدمار في أعقابك |
Bir saniye. Silah mı taşıyorsun? | Open Subtitles | حسناً أنت تحملين مسدساً و تحتفظين بشفرة لم كل هذا ؟ |
HEr türlü bir şey taşıyorsun iyi oldu bebeğimizin bu saç rengini taşımasını istemiyorum. | Open Subtitles | أنت تحملين أشياء على أي حال إنه نفس الشيء لم أكن لأريد من شعر طفلي أن يكون بهذا اللون |
İçinde bir hayat taşıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تحملين حياة داخلك ، أليس كذلك ؟ |
- Ne? Neden çantanda sprey boya taşıyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنت تحملين رذاد طلاء في حقيبتك؟ |
- Çok fazla ilgi gösteriyorsun. - Çünkü çok fazla endişeliyim! Aşkımızın meyvesini taşıyorsun! | Open Subtitles | الذي ربما يتحسن إذا أكلت فحسب طعاما مليئا بالمعدن والبروتين أنت مدير صغير - لأني أنا قلوق صغير - أنت تحملين نتاج حبنا |
Sen onun çocuğunu taşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تحملين بطفله |
Aynı kanı taşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تحملين الدم |