"أنت تخبرني" - Translation from Arabic to Turkish

• söylüyorsun
• sen bana
• söylüyorsunuz
• de bana

Yani bana kurbanın odasındaki kişinin bir itfaiyeci olduğunu söylüyorsun!
أنت تخبرني أن كان هناك إطفائي في غرفة نوم الضحية

Bir delinin tüm bunların arkasında kimin olduğunu ortaya çıkaracağını mı söylüyorsun?
أنت تخبرني أن مختل عقليا ذاهب للكشف عن الذين وراء كل هذا

Sen, Mr. Orange kalkmış arkadaşım olan bu adam hakkında babam için dört sene hapiste kalmış dört sene boyunca önerdikleri hiçbir pazarlığa girmemiş bu adam hakkında, tam şimdi serbest olduğunda ve biz ona hakkını ödeyebileceğimiz bir zamanda bize kazık atmaya ve bizi yeryüzünden silmeye karar verdiğini mi söylüyorsun?
إذن ، سيد اورانج أنت تخبرني أن صديقي المفضل الذي قضى أربعة سنوات من اجلنا

Kazasız belasız bu kadar kuzeye gelmem öyle zor oldu ki, ve şimdi sen bana trenden inmem gerektiğini mi söylüyorsun?
لقد أستغرقني الكثير للوصول لأقصى الشمال سالمـة والآن أنت تخبرني بأنه يجب علي النزول عن القطار؟

Ve sen bana artık adam öldürmediğini mi söylüyorsun? Ne oluyor Ian?
و أنت تخبرني أنك لن تقوم بالقتل بعد الآن ماذا بحق الجحيم ؟

Bir dakika, dün gece evimde birisinin olduğunu mu söylüyorsunuz?
انتظر، هل أنت تخبرني بأن يوجد شخصٌ ما في منزلي

Şirketinizin 2 yıldır bana engel olmaya çalıştığını mı söylüyorsunuz?
أنت تخبرني بهذا لمدة سنتين أنت و منظمتك تعملون ضّدي

Ve sen, Mr. Orange... kalkmış arkadaşım olan bu adam hakkında... babam için dört sene hapiste kalmış... dört sene boyunca önerdikleri hiçbir pazarlığa girmemiş... bu adam hakkında, tam şimdi serbest olduğunda... ve biz ona hakkını ödeyebildiğimiz bir zamanda... bize kazık atmaya ve yeryüzünden silmeye karar... verdiğini mi söylüyorsun?
إذن ، سيد اورانج أنت تخبرني أن صديقي المفضل الذي قضى أربعة سنوات من اجلنا

Bana hükümeti devirecek ve gücünü alacak bir gizli organizasyonun üyesi olduğunu söylüyorsun.
هذا جنون، أنت تخبرني أنك جزء من تنظيم سري الذي سيستولي على السلطة من الحكومة

Ajan olmak üzere, çocukları eğittiğimizi mi söylüyorsun?
انتظر.. انتظر أنت تخبرني أننا ندرّب الأطفال ليصبحون عملاء مخابرات؟

Geri dönmenin tek nedeninin bir şifacının safsataları olduğunu söylüyorsun.
أنت تخبرني السبب الوحيد الذي جعلك تعود لأنك كنت تنفذ قول بعض العرافة, هل هذا صحيح؟

Ve bana senin casus, sevgiliminse bir kopya olduğunu söylüyorsun ama gerisini anlatamıyor musun?
أخبرتني بأنّك جاسوس، ضعف خليلي، والآن أنت تخبرني أنت ألم يخوّل؟

Ne olmadı mı demek istiyorsun. Bombanın patlamadığını mı söylüyorsun bana?
تعني ماذا لم يحدث أنت تخبرني أن القنبلة معطلة؟

Yani sen bana hiçbir zaman ceviz kırmayacağını mı söylüyorsun?
بجدّية، أنت تخبرني أنه لا يوجد هناك أي نسخة من هذا العالم حيث من الممكن أن تخطأ؟

Ben sana bebek yapalım diyorum sen bana yaşlı diyorsun.
أنا أخبرك انيّ أريد طفلا آخر و أنت تخبرني أنّي مُسنّة ؟

sen bana polis olduğunu söyledin. O ise bana senin Bronx'da uyuşturucu satanları öldürdüğünü söyledi.
أنت تخبرني أنك شرطي وهو يخبرني أنك "قتلت تاجري مخدرات في "البرونكس

sen bana benim asla antidotu alamayacağımı söylüyorsun.
هل أنت تخبرني أنني لن أكون قادرة على تعاطى الترياق .

Siz benim son umudumdunuz Bay Ross ve bana kaybedeceğimizi söylüyorsunuz.
أنت كنت آخر آمالي سيد روس والآن أنت تخبرني بأننا سنخسر

Bana neye ihtiyacınız olduğunu söylüyorsunuz. Bende neyin çalışması gerektiğini.
أنت تخبرني بما تحتاجه و أنا أخبرك بما نمتلكه

Bana, bunu durduracak birşeyin olmadığını söylüyorsunuz.
إذن أنت تخبرني أنه لا شيء هناك يمكن أن يوقّف هذا

Şimdi de bana yeni bir şeyin yaklaştığını ama ne ya da kim olduğunu ve nedenini bilmediğini söylüyorsun.
وها أنت تخبرني الآن بأن هناك شيء جديد آتٍ ولكنك لا تدري كنهه أو هويته أو سبب قدومه