"أنت تدرك أن" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu biliyorsun
• olduğunun farkındasın değil

Dün gecenin şaka olduğunu biliyorsun, değil mi?
أنت تدرك أن ما حدث بالأمس كان دعابة، أليس كذلك ؟

Serena'yla ayrılmamızın tüm nedeninin çok sır tutması olduğunu biliyorsun değil mi?
أنت تدرك أن السبب الرئيسي لانفصالي عن سرينا لأنها كانت تخبي العديد من الاسرار

Benden istediğinin imkânsız olduğunu biliyorsun, değil mi?
أنت تدرك أن ما تطلب مني فعله مستحيل, أليس كذلك؟

Başka bir kadınla seks yapmanın sana iyi geleceği önerisinin dünyanın en ahmakça şeyi olduğunun farkındasın, değil mi?
أنت تدرك أن إقتراح ممارسة الجنس مع نساء أخريات كان شيء غبي بشكل لا يمكن نسيانه

Sabbatino biraderlerin burada olduğunun farkındasın değil mi? İkisinin de.
أنت تدرك أن الأخوين ساباتينو كلاهما هنا؟ أعرف.

Bizim de kendimize ait bir operasyonumuzun olduğunu biliyorsun, değil mi?
أنت تدرك أن لدينا عملية خاصّة بنا، صحيح؟

Bu uçakların bana 50 milyon papele mal olduğunu biliyorsun, değil mi?
أنت تدرك أن هذه الطائرات كلفتني خمسون مليون دولار, صحيح ؟

Nişanlısının herkesi sorgulayan polis olduğunu biliyorsun değil mi?
أنت تدرك أن خطيبها هو الشرطي الذي كان يجري تحقيقات مع الجميع

Bunun Scarlett'in bize anlattığı şeyin birebir aynısı olduğunu biliyorsun.
أنت تدرك أن هذا بالضبط ما قالته سكارليت لنا

Bunun yalnızca bir tasvir olduğunu biliyorsun, değiil mi?
أنت تدرك أن هذا مجرد تعبير، أليس كذلك؟

Bunun sadece mümkün olduğunu biliyorsun... Benim nimetimle olur.
أنت تدرك أن هذا حدث بمباركتي

Sorununun bu olduğunun farkındasın değil mi?
أنت تدرك أن هذه هي المشكلة ، صحيح؟

Yaptığım ameliyatların çoğunun kısırlaştırma ameliyatı olduğunun farkındasın değil mi?
-استئصال زائدة دودية؟ أنت تدرك أن أغلب الجراحات التي أؤديها إما إزالة مبيض أو عضو؟

Bunun kötü reklam olduğunun farkındasın değil mi?
أنت تدرك أن هذه دعاية كاذبة؟

Bunun bir tuzak olduğunun farkındasın, değil mi?
أنت تدرك أن هذا فخ، صحيح؟