Mermi kovanlarının hepsi incelendi. O silahları asla bulamayacağız. Tam profesyonel işi, zamanını boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | جعلنا قسم المقذافية يفحص كل الرصاصات لن نرى أبداً المسدسات,لقد كان محترفاً للغاية,أنت تضيع وقتك |
Zamanınızı boşa harcıyorsun, bu bilgiyi orada tutacak kadar aptal değilim. Tüpler nerede? | Open Subtitles | أنت تضيع وقتك, ولست أحمقاً بما يكفى لتكون هذه المعلومات هنا |
Böyle boş şeylerle vaktini boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتك دائماً على الأشياء بلا فائدة |
Eğer eski kocam hakkındaysa, zamanınızı boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | إذا كان هذا بخصوص زوجي السابق أنت تضيع وقتك |
- Tekrar arayacağını biliyordum. - Yeteneğini kaybediyorsun. | Open Subtitles | ّ كنت أعلم بأنك ستتصل لاحقاً ّ أنت تضيع من حولك |
Zamanını boşuna harcıyorsun çünkü editör ikimizden sadece benim masamdaki kahve bardaklarını sayıyor. | Open Subtitles | حسناً، أنت تضيع وقتك، لأن رئيس التحرير لا يحصي إلا عدد أكواب القهوة الفارغة على مكتبي. |
Hayır. Ben... Vaktini boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت تضيع وقتك لا يمكنني أن أتحدث الآن |
Vakitlerini boşa harcıyorsun çünkü burası asla açılmayacak. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتهم، لأن هذا المركز لن يتم فتحه أبداً |
Mutlu musun şimdi? Zamanını boşa harcıyorsun. Bu keşişler sessizlik yeminlerini çok ciddiye alırlar. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتك، هؤلاء الرهبان يأخذون قسمهم على محمل الجد |
Öyle de olsa, sen daha değerli olmasına rağmen zamanımızı boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | ومازلت أنت تضيع وقتنا مع إنه أكثر أهمية من ذلك |
Vaktimi boşa harcıyorsun. İşe geri dönmeliyim. | Open Subtitles | لكنك لا تنقاد أيضاً أنت تضيع وقتي علي العودة للعمل |
- Ayrıca zamanını boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | بالاضافة, أنت تضيع وقتك, تلك الاشياء مزيفة |
Onların direncini zayıflattım ve bu arada bu işin başarılı olabileceğine dair hiçbir inançları yoktu, bana "zamanını boşa harcıyorsun. Kızın hakkında çok üzgünüz." | TED | ارهقتهم، ولم يكن لديهم أمل في نجاح هذا الدواء، وحاولوا أن يقولوا لي: "أنت تضيع وقتك فحسب |
Hem kendi zamanını hem de benimkini boşa harcıyorsun ve hem de bölümün zamanını. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتي ووقتك ووقت قسم الشرطة |
Zamanını boşa harcıyorsun. Sana bilgi vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتك أنا لن أزودك بأى معلومات |
- Düşünme, John. Zamanını boşa harcıyorsun, böcek gözlü. | Open Subtitles | أنت تضيع في وقتك يا صاحب العيون الكبيرة |
Bay Pupkin vaktinizi boşa harcıyorsunuz. Yarından daha erken birşeyler anlayamayız. | Open Subtitles | أنت تضيع وقتاً لن نعرف شيئاً قبل غداً |
-Zamanınızı boşa harcıyorsunuz, bayım. -Dalga geçiyor olmalısınız. | Open Subtitles | حسنا , أنت تضيع وقتك يا سيدي المدير - لابد أنك تمازحني - |
Onunla konuşabilecekken, benimle konuşarak vakit kaybediyorsun. | Open Subtitles | اسمع، أنت تضيع وقتاً كبيراً بالتحدث معي -بينما يمكنك التحدث إليها |
Kurşunları boşuna harcıyorsun be adam! | Open Subtitles | يارجل، أنت تضيع الرصاص الذي نحن لا نمتلكه حتى |
Nefesini boşa harcama, Scannell. Beni durduramazsın. | Open Subtitles | أنت تضيع أنفاسك يا سكانال لن توقفني |
Zamanımızı boşa harcıyoruz, doktor. Belki kızının etinin dağlanmasının görüntüsü daha berrak düşünmeni sağlar. | Open Subtitles | أنت تضيع الوقت أيها الدكتور لعل منظر جلد إبنتك المحترق يجعلك تفكر بشكل أفضل |