O yüzüğün beni öldürebileceğini biliyorsun. Neden böyle bir şey yaptın? | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ ذلك الخاتم قد يقتلني، لمَ تصنع شيئاً مثله؟ |
Bundan daha fazlasını yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ قدرك أكثر من هذا، هذا لا يناسبك. |
Bunun hoş görünmediğini biliyorsun yine de sorman gereken soruyu sormuyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ هذا لا يبدو جيّداً، ومع ذلك أنت لا تطرح الأسئلة التي يجب عليك طرحها. |
O tatlı kızın senden hoşlandığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ تلك الفتاة الطيبة تحبك، أليس كذلك ؟ |
biliyorsun annen iyi değil. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ أمك ليست على ما يرام |
O sistemlerin çok karışık olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ هذا النظام معقدٌ للغاية |
O bunağın hasta olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ والده مريض، صحيح؟ |
Bu olay, Sterling'in tarafini tutmanla ilgili degil, biliyorsun degil mi? | Open Subtitles | اسمع، أنت تعرف أنّ هذا ليس حول الإنحياز لـ(ستيرلينغ)، أليس كذلك؟ |
Departmanın seni destekleyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ الإدارة ستدعم قرارك. |
Carla'nın içinden geldiği gibi konuşmandan hoşlandığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ (كارلا) تحب عندما تتكلّم من قلبك |
New York'taki her silahın balistik test dosyasının olması gerektiğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ كلّ مُسدّس في (نيويورك) يجب أن يكون له اختبار مقذوفات في المف، صحيح؟ |
Yüzünün beni ne kadar rahatlattığını biliyorsun Ari. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ وجهك يُشعرني (بالطمآنينة، (أري |
Wylie, Gabriel'in gerçek medyum olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | (وايلي)، أنت تعرف أنّ (غابرييل) ليس وسيطاً روحياً حقيقياً. |
İkimizin de kurtarılmak için geç kaldığını biliyorsun Sunny. | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ كلانا تجاوز الإنقاذ يا (صني) |
Billy, planlarımı biliyorsun! | Open Subtitles | بيللي, أنت تعرف أنّ لديّ خططا ! |
Bunun doğru olmadığını sen de biliyorsun! | Open Subtitles | أنت تعرف أنّ هذا ليس صحيحاً! |