Yarın Roma'da, bakanlıkta olacağım Sen burada kal ve kontratı onaylat. | Open Subtitles | سأكون في الوزارة في روما غداً، و أنت ستبقى هنا ، لتسجيل العقود |
McKay: Sen burada kal ve Niam'ı yeniden programla. | Open Subtitles | مكاي أنت ستبقى هنا و تستكمل برمجة نيام |
Hadi arkaya! Hayır, Sen burada kal. | Open Subtitles | هيا بنا , الى الخلف كلا , أنت ستبقى هنا |
Diğer bir deyişle, ben mahkemeye öfke sorunlarının giderildiğini söyleyene dek burada kalacaksın. | Open Subtitles | لذا بمعنى اخر أنت ستبقى هنا حتى أبلغ المحكمة بنفسي بأن مشكلة غضبك قد حُلت |
Ben, çalışmak için yeterince iyi olduğunu söyleyene kadar burada kalacaksın. | Open Subtitles | - أنت ستبقى هنا إلى أن أقول لك -لقد عملت كفاية لليوم |
Burada kalacak mısın? | Open Subtitles | أنت ستبقى هنا |
Bizim gitmemize izin vermesi için onunla konuştum. Sen, burada kalıyorsun. | Open Subtitles | لقت تحدث معها حول تركنا نذهب أنت ستبقى هنا |
Sen burada kal. | Open Subtitles | ـ أنت ستبقى هنا ـ لماذا ؟ |
- Sen burada kal. | Open Subtitles | أنت ستبقى هنا |
Bir süre burada kalacaksın. | Open Subtitles | أنت ستبقى هنا لمدة. |
burada kalacaksın, doğru mu? | Open Subtitles | أنت ستبقى هنا ، أليس كذلك ؟ |
Anlaşmanı ben ele alıyorum. Sen burada kalacaksın. | Open Subtitles | سأغطي مهمتك, أنت ستبقى هنا |
Sen burada kalacaksın. | Open Subtitles | كلا, أنت ستبقى هنا تماماً |
Sen burada kalıyorsun. | Open Subtitles | أنت ستبقى هنا. |
Sen burada kalıyorsun. | Open Subtitles | ...أنت ستبقى هنا |