Buradaki pek çok insanı mutlu etmek üzeresin, çünkü basın toplantısında yaptığın şu gösteri herkesi meraklandırdı. | Open Subtitles | أنت على وشك أن تسعد كل الناس هنا جداً لأن تلك المخاطرة في المؤتمر الصحفي كانت مثيرة جداً |
İstediklerini elde etmek üzeresin. | Open Subtitles | أنت على وشك أن تنال كل ما تمنيته |
Şu an hayallerinin ötesinde bir deneyim yaşamaya oldukça yakınsın. | Open Subtitles | و أنت على وشك أن تختبر العديد من هذا أكثر مما تستطيع تخيله أبداً |
Şu an hayallerinin ötesinde bir deneyim yaşamaya oldukça yakınsın. | Open Subtitles | و أنت على وشك أن تختبر العديد من هذا أكثر مما تستطيع تخيله أبداً |
Çok zengin bir genç adam olmak üzeresin, tamam mı? | Open Subtitles | و أنت على وشك أن تصبح شاباً غنياً جداً, حسناً؟ |
Pekala, iyi haber onu yeniden görmek üzeresin. | Open Subtitles | حسنا، والخبر السار هو أنت على وشك أن نراه مرة أخرى. |
özgürlügünü ve cocugunu kaybetmek üzeresin. | Open Subtitles | أنت على وشك أن تخسري حريتك و طفلك |
İyi bir polisin kariyerini, sırf yanlış bir şeyler yaptığını düşündüğün için yok etmek üzeresin. | Open Subtitles | ليس هناك شيء نتحدّثُ به أيّها الملازم (كيلي) أنت على وشك أن تدمر مهنة شرطيّاً جيّداً باعتقادك بأنّها اقترفت خطئاً |
Tebrikler. Zengin bir adam olmak üzeresin. | Open Subtitles | تهانيّ لك، أنت على وشك أن تصبح رجلاً غنياً |
Bir düşün Gordon. Milyarder olmak üzeresin. | Open Subtitles | أنت على وشك أن تصبح ملياردير فكر في الامر |
Karımı ne kadar sevdiğimi görmek üzeresin. | Open Subtitles | أنت على وشك أن ترى مدى حبّي لزوجتي |
görmek üzeresin lanet olası. | Open Subtitles | أنت على وشك أن تراها مباشرةً إلى الجحيم |
Onu kaybetmek üzeresin. | Open Subtitles | و أنت على وشك أن تخسرها يا رجل |
kaybetmek üzeresin | Open Subtitles | أنت على وشك أن تخسري |