Koyu suratınız, harika cildiniz ve büyük, geniş omuzlarınız var. | Open Subtitles | أنت عندك وجه موجاسينو، جلد رائع، والأكتاف الواسعة الكبيرة، حسناً؟ |
Koyu suratınız, harika cildiniz ve büyük, geniş omuzlarınız var. | Open Subtitles | أنت عندك وجه موجاسينو، جلد رائع، والأكتاف الواسعة الكبيرة، حسناً؟ |
Beni ana haberlere sokabilir misin? Yani, bağlantıların var, değil mi? | Open Subtitles | هل يمكن أن تجعلني في نشرة الاخبار أعني، أنت عندك معارف،صحيح؟ |
Beni ana haberlere sokabilir misin? Yani, bağlantıların var, değil mi? | Open Subtitles | هل يمكن أن تجعلني في نشرة الاخبار أعني، أنت عندك معارف،صحيح؟ |
Sahada altı adam var. Pasty, sahadan çık. | Open Subtitles | أنت عندك ستة رجال على الأرضية باستى، أنزل للارضية |
Bayım, bu yaptığınıza küstahlık denir. Az önce bir yığın silahın arasından geçtiniz. Ve üzerinizde de bir çift silah var. | Open Subtitles | سيد، أنت عندك أشياء أكثر من الأدمغة أنت فقط ركبت من قبل باسل للأسلحة، |
Hayir, sende bundan bol bol var. | Open Subtitles | ـ لا, ليس التواضع أنت عندك حقائب من التواضع |
Buzz, büyük bir sorunun var. Sağlıklı düşünemiyorsun. | Open Subtitles | أنت عندك مشكلة كبيرة يا باز يجب أن تفكر جيدا |
Buzz, büyük bir sorunun var. Sağlıklı düşünemiyorsun. | Open Subtitles | أنت عندك مشكلة كبيرة يا باز يجب أن تفكر جيدا |
Elimizde yetişkin olmadıkları halde seks yapan iki çocuk var. | Open Subtitles | أنت عندك طفلان يمارسان الجنس قبل هم بالغون بما فيه الكفاية للمعرفة كيفية التعامل معه. |
Dışarıda, arabada bekleyen bir kız arkadaşın ve üzerinde bomban var. | Open Subtitles | أنت عندك صديقة خارج في السيارة وأنت عندك قنبلة. |
Bağlantısı olsa da olmasa da burada bir cinayet kurbanı var. | Open Subtitles | إرتباطات أو ليست، أنت عندك ضحيّة قتل هنا. |
Senin kaybedecek daha çok şeyin var. | Open Subtitles | أعني، اللهي، أنت عندك لدرجة أكبر مهدّد بالضياع. |
Yanında tecrübeli insanlar var Ajan Doggett. | Open Subtitles | أنت عندك ناس قادرون معك، الوكيل دوجيت. الذي أحتاج هناك عيون وآذان. |
Vaughn'la yarım saat vaktin var. Belki daha da az. | Open Subtitles | أنت عندك ثلاثون دقيقة مع فوجن، لربّما أقل. |
Hayır. Bence Dogville'e sunacak pek çok şeyin var. | Open Subtitles | لا، أعتقد أنت عندك الكثير لكي تعرضيه علي دوجفي. |
Syd, sürücüyü bulmak için iki dakikan var. | Open Subtitles | سد، أنت عندك دقيقتان لإيجاد القرص الصلب الصحيح. |
Fırınımız var. | Open Subtitles | أنت عندك فرن، تعرف. نحن يمكن أن نعيد تسخين. |
Nate. Kamyonu kafana takma. Daha önemli işlerin var. | Open Subtitles | يتوقّف عن القلق حول الشاحنة أنت عندك عمل أكثر أهميّة ليعمل |
Büyük bir yürek ve cesaret var sende. | Open Subtitles | أنت عندك الكثير من القلب والكثير من الكرات. |