"أنت لا تَعْرفُ" - Translation from Arabic to Turkish

• bilmiyorsunuz
• bilemezsin
• sen bilmiyorsun
• olduğunu bilmiyorsun

Burada neyle kaşı karşıya olduğunuzu bilmiyorsunuz.
أنت لا تَعْرفُ ما أنت تتَعَامُل معه هناك

Bunun ne olduğunu bilmiyorsunuz, değil mi?
أنت لا تَعْرفُ الذي هذا، أليس كذلك؟

Affedersiniz, efendim. Sanırım benim kim olduğunu bilmiyorsunuz.
أعذرْني، سيد ربما أنت لا تَعْرفُ من اكون .

Sözcüklerin ne kadar kırıcı olabileceğini bilemezsin.
تَرى، رايموند، أنت لا تَعْرفُ كَمْ كلمات موجعة يُمكنُ أَنْ تَكُونَ.

Bazı kadınlar için bir şeyleri yalnız başına başarmanın ne kadar zor olduğunu bilemezsin.
أنت لا تَعْرفُ كَمْ بشدّة هو لبَعْض النِساءِ لجَعْله لوحده.

Hayır Rahul, sen bilmiyorsun ben iyi biri değilim.
لا، راهول، أنت لا تَعْرفُ بأنني لَستُ بنت لطيفة.

Şu kalabalıktan belli, sen bilmiyorsun.
هذا واضح جداً أنت لا تَعْرفُ

Niles, bu hayallere neyin neden olduğunu bilmiyorsun.
النيل، الحقيقة، أنت لا تَعْرفُ الذي يُسبّبُ هذه الرُؤى.

Eğer ilaçlarımı almazsam, neler olacağını bilmiyorsunuz!
أنت لا تَعْرفُ ماذا سَيحْدثُ إذا لم أحصل على حبوبُي!

İçerde ne olduğunu bilmiyorsunuz.
- أنت لا تَعْرفُ ماذا يوجد هناك

İçerde ne olduğunu bilmiyorsunuz.
أنت لا تَعْرفُ ماذا يوجد هناك

Hiçbir şey bilmiyorsunuz!
أنت لا تَعْرفُ أيّ شئَ.

Siz kiminle ugrastgnz bilmiyorsunuz.
أنت لا تَعْرفُ مع مَنْ تَتعاملُ هنا!

Zorunlu. Bizim dünyamızı bilmiyorsunuz.
حقاً ، أنت لا تَعْرفُ عالمنا.

Yaptıkların benim için ne kadar önemli olduğunu bilemezsin, her şeyi isteyebilirsin.
أنت لا تَعْرفُ ما عَملتَة لي. اطلب أيّ شئِ تُريدُة

50 küsur yaşında 20 küsur yaşında çocuğumdan yardım istemenin nasıl bir duygu olduğunu bilemezsin.
أنت لا تَعْرفُ ما بأنّ تَحسُّ داخل في بَعْض 50 بعمر سنوات، أنْ للإِمْتِداد إلى إلى شيئِي 20 بعمر سنةً للمساعدةِ.

sen bilmiyorsun.
- نعم، حَسناً، أنت لا تَعْرفُ .

Sen bile bunun anlamının ne olduğunu bilmiyorsun.
أنت لا تَعْرفُ حتى الذي يَعْني.

Spike'ın neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyorsun.
" أنت لا تَعْرفُ مع ماذا يتعامل " سبايك حيث يَذْهبُ عندما يَختفي