"أنت لَسْتَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sen değilsin
        
    • değilsin sen
        
    • değilsiniz
        
    • biri değilsin
        
    • değil misin
        
    - Öldürülmüş birisini bataklığa atmaya çalışırken yakalanan sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ الشخص الذي تقريباً أصبحَ مقتولاً هناك في المستنقعِ.
    Kulüpteki her kadınla yatan tek kişi sen değilsin. Open Subtitles . .. أنت لَسْتَ الشخصَ الوحيد في هذا النادي الذي ضاجع كل النساء في هذا النادي
    Marcy Kaplan'la konuşan tek kişi sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي يَتكلّمُ مع مارسي كابلان.
    Kabileden değilsin sen. Open Subtitles أنت لَسْتَ هولنيستى. أنت لَسْتَ عضو فى العشيرة.
    Tabi değilsiniz. Olsaydınız da şaşırmazdım. Open Subtitles بالطبع أنت لَسْتَ.ولو أنَّ أنا لَم يَكُن مِنَ المُمْكِنِ أنْ أَتسائلُ إذا أنت كُنْتَ كدة.
    Sen de öbür yanağımı uzatacağım biri değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ من النوعَ الذي يدير الخدّ الآخر.
    Yani gerçek otobüs şoförü değil misin? Open Subtitles أنت لَسْتَ . سائق الحافلة الحقيقي؟
    Gördün mü? Klâs konuşmayı bilen tek kişi sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ الوحيدَ مَنْ يَسْتَطيع كَلام فاخرَ.
    Zaten ilk seçeneğim sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ بالضبط إختيار كُلّ شخصِ الأولِ
    ki eminim sen değilsin. Open Subtitles تَعْرفُ،الأكثر شرَّاً، الذي أَنا متأكّدُ أنت لَسْتَ
    Oraya gidebilecek bir tek sen değilsin. Open Subtitles حَسناً، أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي يُمْكِنُ أَنْ يَمْشي في هناك.
    Düşünüyordum da şanslı bir yaşam süren tek kişi sen değilsin Shawn. Open Subtitles تَعْرفُ، أنا أَعتقدُ. أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي تعيش حياة ساحرة ،شون.
    - Anlayışın için sağ ol. - Zor günler geçiren tek sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ الوحيدَ سَيكونُ عِنْدَهُ a في العراء الرقعة.
    İkilemleri olan bir tek sen değilsin. Open Subtitles أنت لَسْتَ الوحيدَ بالمعضلاتِ.
    Bebeğini kaybeden tek kişi sen değilsin, Sean. Open Subtitles أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي مفقود a طفل رضيع، شون.
    Oh, um, aslında, baş yardımcı sen değilsin. Open Subtitles أوه , um، في الحقيقة، أنت لَسْتَ أولي المُساعد.
    Bu çok güzeldi, aslında o kadar da kötü biri değilsin sen. Open Subtitles حَسناً، ذلك كَانَ لطيفَ أنت لَسْتَ سيئَ جداً مع ذلك
    Sen artık Dr. X değilsin, sen de artık smaç basamıyorsun. Open Subtitles أَعْني، أنت لَسْتَ دّكتورَ إكس بعد الان، وأنت لا تَستطيعُ قذف الكره بمهارة بعد الان.
    Ama onunla evlenmekten korkuyorsunuz, çünkü diğer kadınlardan kopmaya hazır değilsiniz. Open Subtitles المليمتر. لَكنَّك تَخْشي زَواجها لأن أنت لَسْتَ مستعدَّ لتَخلّي عن النِساءِ الأخرياتِ. تماماً حقّ.
    Oh, sen o kendini zincirleyen adam değil misin? Open Subtitles أوه، أنت لَسْتَ الرجلَ الذي قيّدَ نفسه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more