"أنت وأمك" - Translation from Arabic to Turkish

    • sen ve annen
        
    • annenle sen
        
    • annen ve sen
        
    • annenle senin
        
    • Annenle ikinizin
        
    • annenin yanı
        
    • Anneni ve seni
        
    Bizim ilişkimiz sen ve annen Silverhöjd'den ayrılmadan önce bitmişti. Open Subtitles أمرنا الصغير لقد انتهى قبل أن تغادري أنت وأمك سيلفرهود
    Bizim gibi pervasız insanlarla kan bağınız olduğu için sadece sen ve annen değil, tüm akrabalarımız cezalandırılacak. Open Subtitles فلن تُعاقب أنت وأمك ،فقط، بل أقرباؤنا أيضا لعلاقتهم بمثل هؤلاء الرجال القساة
    İnanması güç belki senin için yaptığım her şey sen ve annen içindi. Open Subtitles ‫أعرف أنه قد يكون ‫من الصعب عليك تصديق هذا ‫لكن كل ما فعلته ‫كان من أجلك أنت وأمك
    - Mesela annenle sen de birbirinize yardım ettiniz, değil mi? Open Subtitles أنت وأمك تساعدنا كلاكما الآخر على العبور أليس كذلك ؟
    Nicole, annen ve sen bensiz gitmek zorundasınız, anlıyor musun? Open Subtitles نيكول, أنت وأمك يجب أن تذهبوا بدوني, حسنا؟
    Biliyor musun, dostum en önemli şey, annenle senin mutlu olmanız. Open Subtitles وانت تعرف يا صغيري الشيء الأكثر أهمية هو ان تكونا سعيدان أنت وأمك
    Bir kaç soruya cevap ver, böylece bir çok şey sen ve annen için daha kolay olacak. Open Subtitles أجب على بعض الأسألة وستصبح الأمور أكثر سهولة عليك أنت وأمك
    Dürüst olmak gerekirse sen ve annen hayatta olmamım tek nedeni. Open Subtitles وبصدق، السبب الوحيد لبقائي حيّاً هو أنت وأمك.
    sen ve annen hapse atılmalısınız." dediler. Ben asla Aboody'e bir şey söylemekten çekinmedim. TED أنت وأمك يجب أن توضعوا في السجن’". لم أكن في يوم أخشى أن أخبر عبودي بأي شيء.
    Yani, sen ve annen de düğünde bulunmalısınız. Open Subtitles أنت وأمك يجب ان تكونوا جزء من هذا
    sen ve annen sağlıklı görünüyorsunuz, ama o pek iyi görünmüyor. Open Subtitles أنت وأمك يبدو بصحة جيدة، ولكن... وقال انه يتطلع على ما يرام.
    sen ve annen aynı insan sayılırsınız. Open Subtitles أنت وأمك الشخص ذاته تماماً
    sen ve annen, bayan hodes'a büyük minnettarlık borçlusunuz. Open Subtitles أنت وأمك تدينان للسيدة (هودز) بالكثير من الشكر
    Haddimi aşmak gibi bir niyetim yoktu. Mesele annenle sen arasında. Open Subtitles أنا لن أتجاوز حدودى إنه بينكما أنت وأمك
    Tatlım, annenle sen kardeş gibisiniz. Open Subtitles عزيزتى أنت وأمك تكادا تكونان أختان
    - Sana okumayı öğreteyim. - annen ve sen... Uzun sürmez. Open Subtitles دعني اعلمك كيف تقرأ - آه أنت وأمك -
    Bana bakma, bu annenle senin aranda. Open Subtitles أوه، لا. هذا بينك أنت وأمك.
    Senin yerin annenin yanı. Open Subtitles أنت وأمك تنتميان لبعضكما البعض
    Anneni ve seni terk ettiği ve senin de annenin hastalığında, kanserle boğuşurken, ona baktığın söylendi. Open Subtitles سمعت بأنه تركك أنت وأمك وأنك إعتنيت بأمك أثناء مرضها أنك إعتنيت بأمك بينما كانت تقاوم السرطان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more