Dergilerdeki o açık saçık resimlere de bakıyorum tık yok! | Open Subtitles | أنظرُ إلى تلك الصور الخليعة ..في المجلات، أيضاً و ...لاشيء |
Sana bakıyorum ve seni göremiyorum. | Open Subtitles | أنا أنظرُ إليكَ مُباشرةً و لا يُمكنني رُؤيتُك |
Seni Şu an bakıyorum biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديكَ أدنى فكرةٍ عن ما أنظرُ إليه الآن؟ |
Eski albümlere bakıyordum da orada kayıp birçok fotoğraf var. | Open Subtitles | كُنتُ أنظرُ في ألبومٌ قَديم وهناك الكَثيرٌ من الصور المَفقودة |
Benim de ay gölgem olmuştu ve Atlas okyanusu boyunca, yürüyen ay gölgeme bakıyordum. | TED | وكان لدي ظلٌ قمري وكنتُ أنظرُ في ظلّي القمري وهو يسيرُ عبر الأطلسي، عبر هذا المحيط. |
Buraya gelir, bu uçsuz bucaksız alana bakardım. | Open Subtitles | لذلك كنت آتي إلى هنا و أنظرُ إلى كلِّ هذا الإتساع، الفسحة التي لاحدود لها |
Evet, teleskoptan dikkatle bakardım... evreni incelerdim. | Open Subtitles | نعم، كُنتُ أنظرُ في المنظار و... . و أبحثُ في الكَون |
Ben boğazı kesilmiş eşim bir resme bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظرُ إلى صورة شريكتي وقد قطعت حنجرتها |
Olaya bak, ben de ofisinize bakıyorum şu anda ve boş gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذا غريبٌ بالفعل, لأنَّني أنظرُ إلى مكتبكِ في الوقت الراهن ويبدو لي بأنَّه خالٍ تماماً |
Ölüme Alman bir biyologun bakış açısıyla bakıyorum, Andreas Weber, hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor. | TED | تعلمون، أنظرُ إلى الموت الآن من وجهة نظر عالم الأحياء الألماني، أندرياس ويبر، الذي اعتبر الموت كجزء من النعمة الاقتصادية. |
Sana bakıyorum. Senin de korktuğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أنظرُ أليك و أعرف بأنك خائف |
Neyse, Victoria's Secret'dayım, modellerin resimlerine bakıyorum ve şöyle düşündüm; | Open Subtitles | إذًا، لقد كنتُ في محل [ فيكتوريا سيكرتز ] للملابس أنظرُ إلى صور عارضات الأزياء، و قلتُ في قرارة نفسي: |
- Tam olarak neye bakıyorum? | Open Subtitles | ما الذي أنظرُ اليهِ هنا بالضبط؟ |
Şu an, biraz farklı birine bakıyorum, zaten. | Open Subtitles | أنا الآن أنظرُ إلى غريبٍ. |
Hayır, bak, silah sesini duyduğumda diğer tarafa bakıyordum. | Open Subtitles | ــ نعم نعم , لا , لقد كنتُ أنظرُ إلى الجهة الأخرى |
Fotoğrafı çekeli uzun zaman oluyor. Sadece sana bakıyordum. | Open Subtitles | قد ألتقطتُ الصورةَ منذ مدة لقد كنتُ أنظرُ إليك فحسب |
Okyanusa bakardım ve şöyle düşünürdüm: | Open Subtitles | ... أنظرُ للمحيط و أفكّر |